Ağzınızda sürekli bir
kuruluk hissediyor, çok fazla susadığınızdan yakınıyorsanız, gözünüzde
kızarıklık, yanma, kaşıntı, “Gözüme sanki kum kaçmış gibi hissediyorum”
diyorsanız, yaşadığınız bu sıkıntılar, adı toplumda pek tanınmasa da kadınlar
arasında yaygın olan “Sjögren Sendromu”nun işareti olabilir… Dış salgı bezlerinin,
özellikle gözyaşı ile tükürük bezlerinin iltihaplanmasıyla oluşan “otoimmun”
hastalıklar gurubunda yer alan Sjögren Sendromu, özellikle 30-40’lı yaşlardaki
kadınları tehdit ediyor. Hastalığın geç teşhisi göz, sinir sistemi, akciğer
gibi başka organ veya sistemler üzerinde hasarlara neden olabiliyor. Sjögren sendromunun toplum
arasında pek bilinmemesi nedeniyle tanısının da geç konulduğunu söyleyen Medical Park Bahçelievler
Hastanesi Romatoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Soy
şu bilgileri veriyor:
GÖZLERDE KUM VARMIŞ HİSSİ
Halk arasında ‘ağız kuruluğu’ deyince
akla ilk gelen hastalık diyabet, yani şeker hastalığıdır. Ayrıca
antidepresanlar başta olmak üzere birçok ilaç da ağız kuruluğu yapar.
Ancak, tükürük bezlerindeki iltihaplanmaya bağlı olarak oluşan çok önemli
başka bir hastalık daha ağız kuruluğunun sebebi olabilir. Tükürük bezi
dışında gözyaşı bezlerini de tutan bu hastalık, “Sjögren Sendromu” olarak
bilinir. Hastaların ana yakınması çok su içme ve ağızda kuruma ve gözlerde
kum varmış gibi hissedilen kuruluk ve batmadır.
SALGI BEZLERİNDE
İLTİHAP OLUŞUYOR
Bu hastalıkta, bilemediğimiz
nedenlerden dolayı dış salgı bezlerine bağışıklık sistemi tarafından
oluşturulan bir iltihaplanma söz konusudur. Bu iltihaplanma sonucunda
başta tükürük ve gözyaşı bezleri olmak üzere birçok dış salgı bezinde
zaman içinde fonksiyon kaybı gelişir. Bu hastalık, tek başına olabildiği
gibi başta romatoid artrit ve Sistemik Lupus (SLE) olmak üzere diğer
otoimmün hastalıklara eşlik edebilir.
KABAKULAKLA
KARIŞTIRILABİLİR
Bu hastalarda hedef öncelikle
dış salgı bezleridir. Tükürük bezleri, gözyaşı bezleri, ter bezleri,
genital organlardaki dış salgı bezleri, pankreasın dış salgı bölümü gibi
yerlerde gelişen iltihap sonucu oradaki bezlerin görevlerinde aksamalar
başlar. Öncelikle hastada tükürük bezinde ve gözyaşı bezlerinde oluşan
yetersizlik nedeni ile tükürük salgısı ve gözyaşı salgısında azalma ve
bunun sonucunda ağız kuruluğu; gözlerde batma-kuruluk hissi oluşur.
Parotis denilen kulakların önünde yer alan büyük tükürük bezlerinde
aralıklı şişme ve ağrı oluşur. Bu dönemde hekim iyi anamnez almazsa
kabakulak hastalığı ile karıştırılır. Kabakulak genelde çocukluk çağında
geçirilen bir virüs hastalığıdır. Eğer erişkin birinde kulakların önünde
tekrarlayan kabakulak benzeri şişlikler olursa Sjögren Sendromu akla
gelmelidir.
GEBELİKTE…
Sjögren Sendromu seyrinde
eklemlerde ağrı şişme; deride çeşitli döküntüler, akciğer tutulumu,
böbrekte taş oluşumu ve böbrekte kireçlenme (Nefrokalsinozis) gibi ek
sorunlar gelişebilir. Ayrıca kemik iliğini etkileyerek kan hücrelerinde
düşmeye (anemi, lökopeni ve trombositopeniye) de yol açabilir. Ağız
kuruluğu nedeni ile dişlerde erken ve tekrarlayan çürümeleri olabilir. Göz
kuruması nedeni ile yıllar içinde sklera denilen gözün ön tabakasında
aşınmalar olabilir. Sinir uçlarını etkileyerek nöropati yapabilir.Gebelik
olursa bazı olgularda anne karnındaki bebekte kalp sorunlarına yol açarak
bebek ölümlerine neden olabilir. Bu nedenle Sjögren Sendromu olan
hastalara özel takipler gereklidir.
LENF KANSERİNE
YATKINLIĞI ARTIRIYOR
Bu hastalık bir kanser
değildir. Ancak, bu hastalığın seyrinde B lenfosit olarak bilinen bazı kan
hücrelerinden köken alan lenf kanserine yatkınlık artmıştır. O nedenle
Sjögren Sendromu sorunu yaşayanların periyodik olarak kanser taramalarını
yaptırmaları ve takibini yaptırmaları gerekir.
TÜKÜRÜK BEZİ BİYOPSİSİ YAPILABİLİR
Öncelikle doğru bir anamnez
şarttır. Ağız kuruluğu olan her hasta bu açıdan sorgulanmalıdır. Göz
kuruluğu yakınması baskın olmayabilir; mutlaka göz muayenesi de
yapılmalıdır. Ayrıca bazı kan tetkiklerine başvurulur (RF, FANA anti SSA
(Ro), Anti SSB (La), gibi). Gerekirse tükürük bezi biyopsisi yapılır. Bu
biyopsi genellikle küçük bir cerrahi işlem ile alt dudaktan yapılır.
Ayrıca ağız kuruluğunu daha objektif değerlendirmek için tükürük ölçümü ve
göz kuruluğu için Schirmer testi yapılabilir. Beraberinde olabilecek diğer
hastalıklar açısından da tetkik edilmelidir.
BİLGİSAYAR
BAŞINDA UZUN SÜRE KALMAYIN!
Bu hastalık vücuttan yok olmaz.
Bazı ilaçlar ile hastalığın yol açtığı zararlar baskılanabilir. Hastanın
bulunduğu ortamın kuru olmamasına, uzun süreli bilgisayar başında
kalmamasına ve tozlu-dumanlı ortamlardan kaçınmasına dikkat edilir. Diş
sağlığı için ağız hijyenine dikkat edilmelidir; aralıklı diş hekimi
kontrolüne gitmelidir. Bol su içmelidir. Sulu yumuşak gıdaları tercih
etmelidirler.
YEŞİL, KIRMIZI MEYVE VE SEBZELER SENDROMU BASKILAR
Yoğurt, mayonez ve soslarla
gıdaları ıslatılıp yumuşatılabilir ve daha kolay yutulmaları sağlanabilir.
Ayrıca kuru gıdalar yerine sıvı gıdalar tercih edilebilir. Turuncu, sarı,
yeşil kırmızı renkli mevye ve sebzeler antioksidanlardan zengindir ve
vücuttaki inflamasyonun baskılanmasına yardımcı olabilirler. Kanola yağı
ve mısır yağı omega-6’dan zengin olduklarından inflamasyonu arttırabilir.
Yine paketli tatlı ürünlerde sıklıkla kullanılan mısır şurubu, insülin
salgısı aracılığı ile inflamasyonu arttırabilir. Alkol ve kahve de ağız
kuruluğunu arttırabilir. Tatlılar ve şekerler diş çürüklerini
hızlandırabilir. İlaç olarak suni gözyaşı; sistemik etkileri için sıtma
ilacı olarak bilinen hidroksiklorokin içeren ilaçlar ve duruma göre farklı
ek ilaçlardan yararlanırız. Sonuç olarak ağız ve göz kuruluğu ciddiye
almalı ve açıklayacak neden olmadığı durumlarda Sjögren Sendromu açısından
da araştırılmasında yarar vardır.
BU BELİRTİLERE DİKKAT!
- Ağızda şiddetli kuruluk
- Çiğneme, yutma ve konuşmada
güçlük - Gözlerde kuruluğa bağlı
kızarıklık, yanma, kaşıntı ve ışığa aşırı hassasiyet - Halsizlik ve eklem ağrıları
- Soğuk hassasiyeti ve soğukta
parmak uçlarında beyazlama ve morarma gibi renk değişiklikleri - Kuru bir öksürük ve boğazda
gıcık hissi - Tükürük bezlerinde şişlik, tat
alma ve koklama duyusunda bozulma - Burun, cilt ve kadın genital
organlarında kuruluk