Sığ suya balıklama atlamayın!

Memorial Beyin Sinir ve Omurilik Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. İlhan Elmacı, suya balıklama atlama sırasında kafanın sert zemine çarpması sonucu travmalar yaşandığını belirterek, boyun omurgasının aniden ve şiddetli geri zorlanmasıyla omurilikte hasarlar oluştuğunu bildirdi.

Elmacı, yaptığı yazılı açıklamada, bilinçsiz havuz ve deniz atlayışları sonucu yaşanabilecek rahatsızlar hakkında bilgi verdi. Derinlik faktörü göz önüne alınmadan havuz, deniz ya da sığ sulara yapılan balıklama atlayışların boyun omurlarında kırılmalara neden olduğunu ifade eden Elmacı, omuriliğin yakınında bulunan solunum merkezinin kırılma sonucu oluşan şişmelerden etkilenebildiğini belirtti.

Elmacı, omurlardaki kırılmaların kişiyi felç riskiyle karşı karşıya bıraktığına dikkati çekerek, “Genellikle 15-25 yaş arası erkeklerde görülen bu tür kazalar, her yıl yaklaşık 500 kişiyi etkilemektedir” değerlendirmesinde bulundu.

Suya balıklama atlamanın zararlarına değinen Elmacı, şöyle devam etti: 

“Suya balıklama atlama sırasında genellikle kafanın sert zemine çarpması sonucu travmalar yaşanmaktadır. Boyun omurgasının aniden ve şiddetli geri zorlanmasıyla omurilikte hasarlar oluşmaktadır. Omurilik sinir demetinde oluşan hasar, milyonlarca sinir hücresinin ölümüne neden olabilmektedir. Kaza sonucu omuriliğin tamamı hasara uğradığında duyu ve hareket kaybı yaşanabilmektedir. Omurilikteki sinir hücrelerini onarmak neredeyse imkansız olduğundan kişi ömür boyu tekerlekli sandalyeye mahkum kalabilmektedir. Kısmi bir

hasar söz konusu olduğunda ise hasarının derecesine göre hareket kayıpları ortaya çıkabilmektedir. Bunların yanı sıra; bağırsak, akciğer, böbrek gibi iç organlarda fonksiyon bozuklukları, idrar yolu enfeksiyonları ve ciltte bası yaraları oluşabilmektedir”

Elmacı, sığ sulara balıklama atlamanın yanı sıra “çivileme” olarak isimlendirilen, ayakların üzerine atlama hareketinin de riskli sonuçlar doğurduğunu kaydetti.

Bunun sonucunda topuk, kalça, bel, sırt ve boyun omurlarında kırıklar meydana geldiğini belirten Elmacı, bu tür kazalarda uyulması gereken ilk kuralın kişinin uygun koşullarda hastaneye ulaştırılması olduğunu anımsattı.

“Yaralı mümkün olduğu kadar az hareket ettirilmeli”

“Sudan çıkartılan yaralının ağzında nefes almasını engelleyen yosun ve benzeri yabancı maddeler varsa temizlenmelidir” tavsiyesinde bulunan Elmacı, şunları kaydetti:

“Kişi baş aşağı çevirerek silkeleme yoluyla su çıkarma yöntemi kesinlikle uygulanmamalıdır. Yaralı mümkün olduğu kadar az hareket ettirilmelidir. Boyun bölgesi bir boyunlukla sabitlenebilir. Yaralının gizli kırıkları olabileceği ihtimali unutulmamalıdır. Taşıma işlemi sırasında baş-boyun-gövde ekseni bozulmamalı ve sert bir sedye kullanılmalıdır. Yaralıya

ilk müdahale sırasında uygulanacak yanlış bir işlem, kalıcı felce neden olabilir. Bilinçsiz havuz ve deniz atlayışları sonucu meydana gelen kazalarda tanı ve tedavi yeterli donanıma sahip merkezlerde yapılmalıdır. Uzman doktor tarafından muayene edilen yaralıya tanı konulabilmesi için çeşitli radyolojik tetkikler yapılır. Bunun sonucunda cerrahi girişim gerektirecek bir durum saptanırsa en doğru cerrahi girişim için planlama yapılır. Ameliyatla omurilik ve sinir köklerine baskı yapan kemikler temizlenir. Gerek duyulan durumlarda, titanyum alaşımlı olan vida, plak, çubuk gibi materyallerle sabitleme yapılır ve hastanın kısa sürede hareket etmesi sağlanır.” 

 

Yüzmek istenilen suların derinliğinin önceden araştırılmasının önemine değinen Elmacı, atlayış yapılacak su derinliğinin en az 2 metre olması gerektiğini bildirdi. (AA)

Başa dön tuşu