Yeni kampanya sinemasında Sephora, hoşluk olgusunun, bir standarda, vücuda yahut filtreye muhtaçlığı olmadan, gücümüzü ve özgüvenimizi ortaya koyan bir araç olduğunun altını çiziyor. Dünyada ne kadar insan varsa o kadar farklı hoşluk tarifi olduğu prensibini savunan Sephora bunun yanı sıra yalnızca bir bayanın bile tüm bu farklı hoşluk tariflerini isterse tek bir günde yahut koca bir hayat içinde deneyimleyerek, içindeki hudut tanımayan gücü kutlaması gerektiğinin de bildirisini veriyor.
Güzellik olgularının değiştiğine atıfta bulunan kampanya sineması, izleyenlerin kendilerini öykünün içinde görmesini ve hoşluk potansiyellerini keşfetmesini de sağlıyor. Kendini sevme ve kimliğini ortaya koyma gücünden ilham alan sinema, standartların dışında olan kareler ile tutkunlarını ekrana adeta bağlıyor.
Filmde birbirinden farklı karaktere yaşa ve usul sahip bayanların kendi özlerine yanlışsız yaşadıkları hoşluk ideolojisi işleniyor. Kadınların hayatı boyunca sürdürdüğü münasebetler, güçlü hissettikleri anları olduğu kadar kendilerinden emin olmadıkları gerçek anlarda ekrana samimi bir formda yansıtılıyor. Her hoşluk keşfinin beraberinde getirdiği yaşanan hisler bu anların hayatın farklı basamaklarındaki şahsî değişim ve gelişim anları olarak tabir edilmesini sağlıyor. Özgün reklam sinemasının fonuna ise Kelsey Lu’nun his yüklü ikonik kesimi “I’m not In Love” müziği eşlik ediyor.
