Pozitif ile görün, hayal edin, yaratın


Türkiye’nin en kapsamlı kişisel gelişim dergisi Pozitif çıktı. Beden sağlığı kadar ruh ve zihin sağlığına önem verenlerin dergisi Pozitif; hayata bakış açınızı yönlendirecek, sezgilerinizi güçlendirecek, farkındalığınızı artırmanızı sağlayacak.

“Mantık seni A noktasından B noktasından götürür. Oysa hayal gücü seni her yere götürür“ demişti Albert Einstein. Görselleştirme tekniği, yaratıcı gücümüzden faydalanıyor. Bir şeyleri gözünde canlandırabilen kişiler daha iyi rahatlıyor, daha fazla hedefe ulaşıyor ve daha enerjik oluyorlar. Pozitif dergisinin size sunduğu beş egzersizle bunu yapmak çok kolay! Süresi 1 ile 20 dakika arası değişen egzersizleri oturarak ya da yatarak uygulayabilirsiniz.



Deneme koşusu yapıyoruz


Oturuyoruz veya uzanıyoruz ve gözlerimizi kapatıyoruz. Kendimizi rahatlamış hissettiğimizde görselleştirmeyi başlatıyoruz. Yakında gerçek hayatta başarıyla sonuçlandırmak istediğimiz işi detaylı bir şekilde zihnimizde canlandırıyoruz. İster bir spor karşılaşma ister işyerinde bir sunum, tüm gidişatı zihnimizde yaşıyoruz. Gerçekte neler hissedeceğimizi hissetmeye çalışıyoruz. Gergin miyiz yoksa rahat mı? Bu egzersizde başarılı bir karşılaşma veya sunumda yaşayacağımız tüm detayları ve duyumları ekliyoruz, örneğin bizi kim izliyor? sorusu gibi. Geçmişteki başarılı bir anı hatırlamak faydalı olabilir. Bu görselleştirme egzersizini birçok kez tekrarlayabiliriz. Egzersizle birlikte elde ettiğimiz başarı duygusunun keyfini doyasıya çıkarmak için zaman ayırmalıyız.

Anında rahatlıyoruz

Huzurlu ve güzel bir ortamda olduğumuzu hayal ediyoruz. Burası gerçekte daha önce bulunduğumuz bir yer olabilir, ama bu şart değil. Tüm duyularımızı bu egzersiz için kullanıyoruz. Tenimizin üzerindeki güneşi hissediyor; çiçek ve otların kokusunu duyuyoruz. Vücudumuzun gitgide daha çok rahatladığını hissediyoruz. Mutluluk ve ahenk duygusu içimizde dolaşıyor. Son derece memnunuz, her anın ve her detayın tadını çıkarıyoruz. Bu görselleştirme egzersizini istediğimiz kadar tekrarlıyoruz. Eğer vücudumuzun bazı bölgeleri hâlâ gerginse, o bölgelere odaklanan görselleştirme egzersizleri uyguluyoruz. Örneğin omuz kasılmalarında, kasılmaların her nefes vermemizle birlikte lotus çiçeğinden düşen su damlacıkları gibi yok olduğunu hayal ediyoruz.



Enerjiyi uyandırıyoruz


Kendimizi rahatlamış hissettiğimizde görselleştirmeyi başlatıyoruz. Vücudumuzda birikmiş cürufları canlandırıyoruz. Tek tek nasıl karnımızdaki bir depoya doğru aktıklarını düşünüyoruz. Olumsuz enerjimizin ve yorgunluğumuzun da o depoya doğru gittiğini izliyoruz. Derin nefes alıyoruz. Nefes verirken depolanmış zehirlerin bacaklarımız üzerinden yere doğru aktığını ve toprak tarafından emildiğini canlandırıyoruz. Yeniden nefes alıyoruz ve vücudumuzdaki boş alanı topraktan aldığımız taze enerji, güç ve canlılıkla dolduruyoruz. Derin nefes alıp vermeyi birkaç kez tekrarlıyoruz. Cürufları atıyoruz, yeni enerjiyi yüklüyoruz. Şimdi de etrafımızdaki enerji alanında, yani auramızdaki olumsuz enerjiyi yine karnımızdaki depoya doğru çektiğimizi canlandırıyoruz. Nefes verirken bu çöpleri tek bir hareketle cildimiz üzerinden havaya gönderiyoruz. Nefes alırken olumlu ve taze enerji havadan enerji alanımıza doğru akıyor. Bu arınma işlemini ve yeni enerjinin yüklenmesini birkaç kez tekrarlıyoruz. Sessizliği birkaç dakika sürdürüyoruz, ardından egzersizi yavaş yavaş bitiriyoruz.

İç huzuru yaşıyoruz

Oturuyoruz veya uzanıyoruz ve gözlerimizi kapatıyoruz. Kendimizi rahatlamış hissettiğimizde görselleştirmeyi başlatıyoruz. Bütün detaylarıyla güzel bir dağı hayal ediyoruz. Dağın şeklini görüyoruz, kayalıkları ve ağaçları canlandırıyoruz, zihnimizde üzeri karla kaplı pistleri ya da nehirleri çiziyoruz. Dağın mevsimlere, iklim değişikliklerine ve insan etkilerine rağmen özünde daima masif ve değişmez olduğunu düşünüyoruz. Şimdi de dağı vücudumuza geçirdiğimizi hayal ediyoruz. Böylece dağın özüne ulaşabiliyoruz ve onunda bütünleşebiliyoruz. Başımız dağın tepesini; omuzlarımız daha aşağıdaki yaylaları temsil ediyor. Toprağa sıkıca kenetlenmiş durumdayız. Değişmez ve eğilmez bir dağ olmak bizde ne tür duygular uyandırıyor? Dağın etrafındaki değişiklikleri sakinlikle izlemek nasıl bir duygu? Şimdi dağ resmini solgunlaştırıyoruz ve birkaç dakika sessizliğimizi sürdürüyoruz. Vücutsal duyumlarımızı, rahatsız edici ses, düşünce ve duyguları tıpkı dağın dış yüzeyindeki değişiklikler gibi algılıyoruz. Özümüzün bir dağ kadar değişmez, yıkılamaz ve sakin olduğunu izliyoruz. Bunun etkisini nasıl hissediyoruz? Bu duruşu günlük hayatımıza aktarabilir miyiz? Egzersizi yavaş yavaş bitiriyoruz.



Kalbi açıyoruz


Oturuyoruz veya uzanıyoruz ve gözlerimizi kapatıyoruz. Kendimizi rahatlamış hissettiğimizde görselleştirmeyi başlatıyoruz. Kalp bölgesine odaklanıyoruz. Kalbimiz üzerinden nefes alıp verdiğimizi hayal ediyoruz. Şimdi de kalbimizin tam ortasında çok güzel açılmış bir lotus çiçeğini canlandırıyoruz. Çiçek her nefes almamızla birlikte daha çok açılıyor. Her nefes verdiğimizde çiçek daha da büyüyor; sonunda bütün vücudumuzu kaplayacak. Güzelliğimizin keyfini çıkarıyoruz. Çiçek büyüdükçe kalbimizi besliyor. Etrafımızdaki alanı dolduruyor. Görselleştirme egzersizi burada sonlanıyor. Sessizliği birkaç dakika sürdürüyoruz. Vücut ve ruh bir oluyor. Etrafımızdaki alan ve yaşam ile aramızdaki bağlantıyı hissediyoruz. Egzersizi yavaş yavaş bitiriyoruz.

Pozitif okuyun

pozitif kalın

Pozitif’in ilk sayısında Beki Erikli İkala meleklerden yardım istemenin püf noktalarını, Alp Ekşioğlu hayatını nasıl baştan yarattığını, Dr. Neslihan İskit çakraları açmanın en doğru yollarını, Kemal Haluk Cebe isimlerin geleceği nasıl yönlendirdiğini, Defne Koryürek Slow Food hareketini anlattı. Aile diziminden rüyaların neye işaret ettiğine, alkali beslenme tariflerinden kalp yogasına kadar spiritüel yaşam tarzı ile ilgili merak edilen tüm soruların yanıtları Pozitif’te. Yayın hayatında 19 yılı geride bırakan Formsante dergisi güvencesi altında hazırlanan Pozitif üç ayda bir okurları ile buluşacak.

Başa dön tuşu