İçinden güç fışkırıyor, tıpkı Atiye dizisinde canlandırdığı Cansu karakteri üzere. Sevdiklerine tapıyor, tıpkı Cansu’nun yaşadığı sevgi patlaması üzere İnanın, iki karakter de merak uyandırıcı ve sürprizlerle dolu… Aslında Atiye de Cansu da mazeret, sohbetse Melisa Şenolsun’la şahane.
Duru ve baş döndürücü güzelliğinin gölgesinde kalmaya hiç de niyetli olmayan başarılı oyunculuğunun arkasında, hayat verdiği karakterlerle özgürce oynayabilmesi, kendi tabiriyle onlarla dans edebilme yeteneği var. Henüz yolun başında ve sahne onun!
Şöhretle aranız nasıl?
Başından beri amacım şöhret olmadığı için buna takılmadım. Alışılmış ki ünlendikçe günlük hayatım kısıtlanmalara hakikat gidiyor ancak ben yeniden de kısıtlanmayacağım yerlere gidip özgürce yaşamaya çalışıyorum.
Güzellik algınızı anlatır mısınız? Kendinizi hoş buluyor musunuz?
Kendimi aynada gördüğüm için yorumlayamıyorum. Siz karşılık verin bu soruya. Ben doğal olanı, kusurlu hoşlukları, estetik müdahaleye maruz kalmayan manzaraları seviyorum. Mesela yüzünü çil basan beşerler, yamuk bir burun ya da cilt lekeleriyle dikkat çeken Winnie Harlow üzere yüzler çok hoşuma gidiyor.
Hiçbir yerde okumadığımız bir özellik söyleyin kendinizle ilgili?
Beynim çok dolu olduğunda, yorgunluktan öldüğümde farkında olmadan müzik söylüyorum. Sanırım beynimdekileri susturmak için bilinçaltımın bulduğu bir sistem.
Melisa Şenolsun röportajının tamamını ELLE Türkiye Ocak sayısında okuyabilirsiniz.
YAZI: SELİN MİLOŞYAN
FOTOĞRAFLAR: EMRE ÜNAL
MODA EDİTÖRÜ: OĞUZ EREL