Lyme hastalığına Borrelia burdorferi bakterisi neden olur ve enfekte kenelerin ısırması sonucu bulaşır. Acıbadem Fulya Hastanesi’nden Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Hülya Kuşoğlu, Lyme hastalığının belirtileri, nelere yol açabileceğini, teşhisi ve tedavisine dair merak edilenleri anlattı.
Lyme hastalığı nedir?
Lyme hastalığı, keneler tarafından yayılan borrelia bakterisinin neden olduğu bir enfeksiyondur. Vücutta cilt, eklem, kalp ve sinir sistemi gibi pek çok yeri etkiler. Lyme hastalığına Ixodes adı verilen ve tipik olarak siyah bacaklı bir kene türü olan geyik kenesi tarafından taşınan dört farklı borrelia bakteri türü neden sebep olabilir. Borrelia afzelii ve borrelia garinii Avrupa ve Asya’da hastalığın önde gelen nedenleri iken, borrelia burgdorferi ve borrelia mayonii ise yaygın olarak Amerika kıtasında lyme hastalığına yol açar. Türkiye de lyme hastalığının görüldüğü ülkeler arasında yer alır. Her kene tutulumu lyme hastalığına yol açmaz. Hastalığa yakalanma riski kenenin kişin cildine yapışık olarak ne kadar uzun süre durduğuyla doğru orantılı bir şekilde artar. Kenenin 36 ile 48 saatten daha kısa süre cilde tutunduğu durumlarda Lyme enfeksiyonu gelişmesi ihtimali düşüktür.
Belirtileri nelerdir?
Lyme hastalığının belirti ve semptomları farklı olgularda değişiklik gösterebilir ve genellikle aşamalar halinde görülür. Hastalığa sebep olabilecek kene türünün ısırığı, sivrisinek ısırığına benzeyen küçük ve kırmızı bir yumrudur. Bu yumru kenenin cilde tutunduğu yerde görülür ve genellikle birkaç gün içinde geçer. Lyme hastalığının erken aşamasındaki ilk belirti ve semptomları kişi enfekte olduktan sonraki bir ay içinde ortaya çıkabilir. Lyme hastalığının erken dönem belirti ve semptomları arasında öncelikle ciltte döküntü olmak üzere; ateş, titreme, yorgunluk, vücut ağrıları, baş ağrısı ve şişmiş lenf bezeleri bulunabilir.
Lyme hastalığının erken aşamasında bireyin geliştirdiği döküntüye Eritema migrans adı verilir. Enfekte bir kenenin kişiye tutunmasından 3 ila 30 gün sonra, ortasında bir hedef tahtası gibi daha belirgin bir nokta ile çevresindeki halkada kızarma görülebilir. Kızarıklık zaman içerisinde yavaşça genişler ve bazı kişilerde yaklaşık 30 cm çapına kadar yayılabilir. Bu kızarıklık tipik olarak kaşıntılı veya ağrılı değildir, ancak cilde temas edildiğinde sıcaklık hissedilebilir. Eritema migrans, lyme hastalığının ayırt edici özelliklerinden biridir ve hastaların yaklaşık yüzde 80’inde gelişir. Bu kızarıklık bazı kişilerde vücudun birden fazla yerinde gelişebilir. Tedavi edilmeyen Lyme enfeksiyonunun yeni belirti ve semptomları ilerleyen zamanla birlikte bir kaç hafta ya da ay içerisinde ortaya çıkabilir. Eritema migrans kızarıklığı bireyin vücudunun diğer bölgelerinde de görülebilir. Kişi zaman içerisinde şiddetli eklem ağrısına ve eklemlerde şişmeye maruz kalabilir. Özellikle diz eklemi sık etkilenir. Nadir olarak bazı olgularda kalp çarpıntısı ya da düzensiz nabız gibi kalp problemleri, gözde iltihaplanma, karaciğerde iltihaplanma, yani hepatit ve şiddetli yorgunluk gibi belirti ile semptomlar da geliştirebilir.
Nelere yol açabilir?
Tedavi edilmeyen lyme enfeksiyonu ilk temastan aylar, hatta yıllar sonra daha az oranla olmak üzere, kişide menenjit, geçici yüz felci, göz tutulumu, uzuvlarda uyuşma veya güçsüzlük ile kas hareketinde sinir sisteminin etkilenmesine bağlı olarak nörolojik sorunlara yol açabilir.
Bulaşıcı bir hastalık mıdır?
Lyme hastalığı insandan insana bulaşmaz, Ixodes türü kenenin Borrelia bakterisiyle enfekte olup, bu kenenin insan cildine tutunmasıyla oluşur.
Kimler risk altında?
Kişinin çalıştığı, yaşadığı, ziyaret ettiği veya tatile gittiği bölge, Lyme hastalığına yakalanma riskini doğrudan etkileyebilir. Ormanlık veya çimenlik alanlarda zaman geçirenler, açık havada cildi açık bırakan kıyafetler giyenler ve keneyi bir an önce düzgün bir şekilde çıkarmayanlar risk altındalardır. Cilde tutunan bir keneyi iki günden önce çıkarmak lyme hastalığına yakalanma riskini en aza indirir.
Nasıl teşhis edilir?
Lyme hastalığının belirti ve semptomlarının büyük bir kısmı genellikle başka hastalıklarda da görülür, bu nedenle hastalığın teşhisi zor olabilir. Bu hastalığın karakteristik hedef tahtası eritema migrans, döküntüsünün görülmediği vakalarda lyme hastalığı tanısının konulması için hekim muayenesi ve hastanın sağlık geçmişi hakkındaki bilgileri öğrenilir. Hasta gözlemlediği bütün belirtilerini bu muayene sürecinde doktoruyla konuşmalı ve sahip olabileceği diğer koşullar veya hastalıklarla ilgili bilgileri paylaşmalıdır. Örneğin hekim kişiye lyme hastalığının daha yaygın görüldüğü yaz aylarında açık havada arazide bulunup bulunmadığı ve kendisini kene tutulumu açısından kontrol edip etmediğini sorabilir. Laboratuvar tetkikleri iki aşamalı olarak yapılır. Borrelia bakterilerine karşı vücudun oluşturduğu antikorları tanımlamaya yönelik laboratuvar testleri, lyme hastalığının varlığını doğrulamaya veya ekarte etmeye yardımcı olabilir. Bu testlerin yapılması için ideal zaman, kişinin vücudunun antikor geliştirmeye başladığı enfeksiyon başlangıcından birkaç hafta sonrasıdır. Lyme hastalığının teşhisini belirleyen testler arasında ELISA yöntemiyle tespit edilen antikorlar ilk aşamada araştırılırken, ikinci aşamada doğrulama testi diye adlandırılan Western blot testi yapılır.
Nasıl tedavi edilir?
Lyme hastalığının tedavisinde antibiyotikler kullanılır. Antibiyotik tedavisi ne kadar erken başlarsa, iyileşme o oranda hızla gerçekleşir ve bütünüyle olumlu sonuç verebilir. Erken aşamadaki enfeksiyonda ağızdan alınan antibiyotikler lyme hastalığı için standart tedavi yöntemidir. Geç tanı konmuş lyme hastalığında, örneğin merkezi sinir sistemi tutulumu olmuşsa, 14 ila 28 gün boyunca damar içinden antibiyotik tedavisi uygun olacaktır. Bu tedavi yaklaşımı enfeksiyonun ortadan kaldırılmasında etkilidir, ancak kişinin bütün bütün yakınmalarının geçmesi zaman alabilir.
Riski azaltmak için hangi önlemler alınmalıdır?
Lyme hastalığını önlemenin en iyi yolu, kenelerinin özellikle yaşadığı yerler olan uzun çimenli, ağaçlık ile çalılık alanların bulunduğu bölgelerden kaçınmaktır. Bu bölgelerde bulunmak durumunda kalan kişiler, bazı basit önlemlerle lyme hastalığına yakalanma riskini en aza indirebilirler.
- Vücudu ve cilt temasını keneyle azaltmak için örtünmek önemlidir. Ormanlık veya çimenli alanlarda kapalı ayakkabı giyilmeli, uzun pantolonlar, uzun kollu gömlekler, şapka ve eldivenler tercih edilmelidir. Ayrıca pantolon paçaları çorapların içine sokulmalıdır.
- Arazide dolaşırken var olan patikaların dışına çıkmamaya özen gösterilmeli, alçak çalılıklar ile uzun çimlerin üzerinde yürümekten kaçınılmalıdır. Bireyin yanında gezdirdiği evcil hayvanlar tasmalı tutulmalıdır.
- Kene bulunma ihtimali olan bölgelerde bulunan kişiler cilde uygulanabilir böcek kovucu ilaçlardan faydalanmalıdır. Mesleği gereği ormanlık ve çimenlik alanlarda daha fazla zaman geçiren kişiler kullandıkları kıyafetlere permetrin içeren ürünler uygulayabilirler.
- Kişiler ormanlık veya çimenli alanlarda vakit geçirdikten sonra vücutlarını ve kıyafetlerini kene açısından kontrol etmelidir. Keneler beslenmeden önce yaygın olarak bir toplu iğnenin başından daha büyük değildir, dolayısıyla onları saptamak için çok dikkatli olmak gerekir.
- Dışarıdan eve gelince duş alınmalıdır. Keneler yaygın olarak kişinin cildine tutunup saatlerce kalırlar. Duş almak ve kurulanmak, henüz sıkıca tutunmamış keneleri çıkarabilir.
- Daha önce lyme hastalığına yakalanmış kişiler bağışıklıklarına güvenmemelidir. Bilimsel araştırmalar lyme hastalığını birden fazla geçirmenin mümkün olduğunu göstermiştir.
- Kişi vücudunda kene fark ettiğinde, mümkün olan en kısa zamanda ve uygun yöntemle çıkarılmak üzere, sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.