Uygulanacak tedavi hastalığın evresine ve şikayetlerin süresine göre değişiyor. Erken evre ve bulguların yeni ortaya çıktığı hastalarda elbileğini yakalama pozisyonunda sabitleyen el bileği atelleri ve kanal içinde yer alan yapıların enflamasyonunu gideren anti enflamatuar ilaçların kullanımı şikayetlerin kontrolünde son derece yararlı oluyor. Ayrıca fizik tedavi uygulamaları ve sinir germe egzersizlerinin de yararları kanıtlandı. Şikayetlerin ısrarcı olduğu durumlarda uygun hastalarda kanal içine kortizon uygulamaları yapılabiliyor. İnatçı vakkalarda sinir iletim hızının çok yavaşladığı ve başparmak kaslarının etkilenmeye başladığı durumlarda ise doğru tedavi cerrahi yöntemlerle karpal kanalın genişletilmesi oluyor.
Cerrahi tedavi nasıl yapılıyor, iyileşme süreci ne kadar sürüyor?
Cerrahi tedavi sinir ve tendonları çevreleyen zarın kesilerek gevşetilmesini amaçlıyor. Bugün için açık ve artroskopik teknik olmak üzere 2 yöntem kullanılıyor, yöntemlerin biribirine kanıtlanmış üstünlükleri yok. Bu noktada cerrahın başarılı olduğuna inandığı yöntemi uygulaması daha doğru olacaktır. Gerek avuç içine dağılan ince sinir dallarının korunması, gerekse gevşetilen zarın komşuluğunda seyreden median sinirin hasar görmemesi açısından girişimin bu konuda deneyimli hekimlerce uygulanması büyük önem taşıyor. Cerrahi sonrası gevşetilen zarın iyişmesi sırasında el bileğinin bir atelle desteklenmesi hem ağrının kontrölünde hem de ortaya çıkabilecek diğer komplikasyonların önlenmesinde yardımcı oluyor. Ameliyattan 2 hafta sonra dikişler alınıyor, genellikle sorunsuz girişimlerde 3. hafta sonunda elbileği ile ilgili kısıtlamalar kaldırılıyor. Elin eski gücünü tekrar kazanması birkaç ayı buluyor. Bu konuda hastaların sabırlı olması gerekiyor.
Karpal Tünel Sendromu’ndan nasıl korunabilirsiniz?
Sinir sıkışmasından kaçınabilmek için el bileğinin doğru pozisyonda kullanılması şart. El bileğinin en güçlü olduğu pozisyon yakalama pozisyonu denilen elin bilekten yukarı doğru 20 ila 30 derece büküldüğü pozisyon. Bu pozisyonda karpal tünel en geniş durumundadır ve elbileği zorlamalara karşı en güvenli pozisyondadır. Bileğin özellikle aşağı doğru büküldüğü pozisyonlarda zorlanması şikayetlerin ortaya çıkışını kolaylaştırıyor. Özellikle klavye ve oyun konsolları kullanımı sırasında el bileğinin doğru pozisyonlanması çok önemli. Ergonomik ürünlerin tercih edilmesi ve gereğinde bilek altı destekleyici ürünlerin kullanılması el bileğinin zorlanmasını engellemek açısından öneriliyor.
Kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülen, sigara içinlerin ve hareketsiz bir yaşam sürenlerin risk grubunda yer aldığı Kapral Tünel Sendromu son yılllarda adını sık duymaya başladığımız rahatsızlıklardan. Uygulanacak tedavi hastalığın evresine ve şikayetlerin süresine göre değişiyor. Erken evrede el bileği atelleri ve fizik tedavi ağrıları dindirmeye yeterken ilerleyen inatçı vakalarda cerrahi uygulamalar kaçınılmaz oluyor. Emot Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doktor Tulgar Toros, hastalıkla ilgili sorularımızı yanıtladı.
Karpal Tünel Sendromu nedir?
Karpal Tünel Sendromu’nu elde duyu ve hareketi sağlayan önemli bir sinir olan median sinirin el bileği seviyesinde sıkışmasını tarif eden bir şikayetler topluluğu olarak tanımlayabiliriz. El bileğimizde üst kısmı kemiklerden, alt kısmı kalın bir zardan oluşan bir tünel vardır. Bu tünelin içinden parmaklarımıza hareket veren 9 tendon ve başparmak, işaret parmağı ve orta parmak ve yüzük parmağının orta parmağa bakan yarısını duyulandıran, ayrıca başparmağın ince hareketlerini sağlayan küçük kasları kontrol eden median sinir geçiyor. Herhangi bir sebeple kanalda darlık veya kanal içeriğinde artış olursa, tüm sözü edilen yapılarda sıkışma ortaya çıkıyor. Median sinir bu yapılar içinde basıya karşı en hassas olanı, dolayısı ile ilk bulgular sinir kaynaklı oluyor.
Bu rahatsızlık kimlerde daha sık görülüyor? Kimler risk altında?
Hastalık 30 ile 60 yaş arasında daha sık görülüyor. Ayrıca kadınlarda erkeklere oranla iki ile üç misli daha sık ortaya çıkıyor. Yapılan çalışmalar ileri yaşta, kilolu ve haraketsiz yaşam süren kişilerde daha sık rastlandığını gösteriyor. Sigara içenler ve titreşimli el aletleri kullananlar, hastalığa yakalanma açısından risk gurubunda yer alıyor.
Karpal tünel sendromunu ortaya çıkaran sebepler çok çeşitli. Elbileğinin zorlanması sonrası tendonlar ve bunları saran kılıflarda ortaya çıkan enflamasyon (şişlik) kanal içeriğini arttıran ana sebep olarak biliniyor. Özellikle elin ve parmakların tekrarlayıcı kuvvetlere mağruz kaldığı durumlarda ortaya çıkıyor. Bütün bu dış kaynaklı sebeplerin yanı sıra, metabolik bazı sorunların da bu hastalığın oluşmasında kolaylaştırıcı olduğu biliniyor. Diyabet, tiroid fonksiyon bozuklukları ve geçici bir sebep olan hamilelikte dokuların su tutma eliğimi arttığından, hastalığın ortaya çıkması kolaylaşıyor. Romatizmal hastalıklarda da karpal tünel sendromunun görülme sıklığı artıyor.
Belirtiler nasıl ortaya çıkıyor?
Hastalığın ilk belirtileri sinirin duyulandırdığı parmaklarda ortaya çıkan uyuşma ve ağrıdır. Başlangıçta bulgular elin zorlu pozisyonlarda kullanılması ile ortaya çıkıyor. Gece uyandıran ağrı ve uyuşukluk tipiktir. Zaman içerisinde hastalık ilerledikçe uyuşukluk ve ağrı sürekli bir hal alıyor. Hastalığın en son evresinde başparmağı kontrol eden kasların da etkilenmesi ile elde güçsüzlük ortaya çıkıyor. Hastalar çoğunlukla bunu ellerinde ortaya çıkan sakarlık olarak ifade ediyor. Bulaşık yıkarken elden tabakların kayması veya çaydanlığı kaldırmaya çalışırken düşürmek gibi kazaların sebebi güçsüzleşen kaslar olabilir.
Tanı nasıl konuluyor?
Hastalığın tanısı eldeki his kaybının ve başparmakta gelişen güçsüzlüğün sorgulanması ile başlıyor. Kanalı daraltarak siniri bası altında bırakan birtakım testlerin yapılması ile şikayetlerin ortaya çıkıp çıkmadığı araştırılıyor. Hekimin parmağı ile hastanın elbileği hizasında sinire uyguladığı bası ile uyuşmanın ortaya çıkması değerli bir bulgu oluyor. Ayrıca başparmağı hareket ettiren kasların gücü değerlendiriliyor. Sinir iletim hızını ölçen EMG denen tetkik basının derecesinin belirlenmesinde bize objektif veriler sağlıyor.