Karbonhidrat bağımlısı mısınız?

Bütün karbonhidratlar eşit değil
Un ve şeker, karbonhidrat bağımlılığının en büyük suçluları… Çünkü metabolizmaya hızlıca giren bu iki madde, aynı zamanda kişinin enerji ihtiyacını karşılama konusunda da fayda sağlıyor. Kompleks karbonhidratlar yani meyve, sebze ve tam tahıl taneleri sağlıklı bir şeker metabolizması için gereken şekeri ve mikro besin öğelerini içeriyor. Örneğin şeker kamışı, doğal haliyle lif ve krom minerali içeriyor. Lif şekerin kan dolaşımına yayılmasını yavaşlatırken, krom kan şekeri seviyelerini sabitliyor. Şeker kamışı, posasından ayrılarak rafine şeker elde ediliyor.
Yıllarca aksi iddia edilse de günümüzde basit karbonhidrattan fakir, protein ve yağdan zengin diyetler kilo vermeye yardımcı oluyor. Çünkü basit karbonhidrat içeren gıdalar kan şekerini olması gerekenden hızlı yükseltip, doyum ve mutluluk sağlıyor. Oysa yükseldiği gibi hızla düşen bu oran acıkmaya neden oluyor. Tüm bunlara rağmen içimizdeki yaramaz çocuğu çoğu zaman dizginleyemiyoruz. Beslenme uzmanları şeker ve karbonhidratların sadece yeme isteğine yol açmayıp, aşırı tüketim isteğini engellemeye karşı vücudumuzu olumsuz etkilediğini de belirtiyor. Yüksek kan şekeri ayrıca, kişiyi aktif ve kolay konsantrasyon kurar hale getirdiği için bağımlılık geliştiriyor.

Psikolojik olabilir

Kimi zaman aşırı beslenme fizyolojik değil, psikolojik bir ihtiyaç halini alıyor. Serotonin seviyelerini yükseltmek için vücudumuz hızla karbonhidrat tüketmeye başlıyor. Yiyeceğe bağımlı olmak fikri, ona karşı koymayı daha da zorlaştırıyor. Aşırı yeme arzusunun fiziksel ve psikolojik bileşimleri öylesine iç içe geçmiş durumda ki, ayırt etmek neredeyse imkansızlaşıyor.

Bunu deneyin!

Karbonhidrat tüketme alışkanlığınızdan kurtulmayı denediniz mi? Belki azalttınız ama halen günde bir kez yiyor musunuz? Beslenme ve diyet uzmanları işlenmemiş tüm bitkisel gıdaların kan şekeri seviyesini düzenlemenin yanı sıra karbonhidrat isteğini azalttığı konusunda hemfikir. Bunun için vücudunuzun verdiği işaretleri doğru okumanız gerekiyor. Örneğin susamadan su içmeye özen gösterin çünkü gerçekten suya ihtiyaç duyduğunuzda karbonhidratlı gıdalar yemeye eğilimli olabiliyorsunuz.Fırından yeni çıkmış taptaze bir dilim keke dayanabilir misiniz? Peki, dumanı üstünde çöreklere ya da bir dilim pizzaya? Unutmayın, canınız böyle karbonhidrat istemeye devam ederse bu sağlığınız için tehlikeli olabilir. Uzmanlar, karbonhidratlı gıdaların bağımlılık yaptığını iddia ediyor. Sorun kendinize, onlar olmadan hayatınıza devam edebilir misiniz? Peki o lezzetli ama bir o kadar da zararlı yiyecekleri yedikçe vücudunuza neler olacağını düşünüyor musunuz? İşte bu bağımlılık ve sonuçlarına dair notlar…

Ne kadar bağımlısınız?

Karbonhidrata olan düşkünlüğünüzü test etmeye ne dersiniz? Bir kafe ya da restorana gidip, en sevdiğiniz tatlıyı sipariş edin. Birkaç çatal aldıktan sonra tabaktan elinizi çekin. Bu sizin için kolay oldu mu? O çok sevdiğiniz tatlının gözünüzün önünde ‘beni ye!’ der gibi durmasını umursuyor musunuz? Aynı testi birkaç kez daha yapın. Eğer mutlu değilseniz veya birkaç gün sonra hala o pastayı düşünüyorsanız, bu karbonhidratla sağlıksız ve duygusal bir ilişkiniz olduğu anlamına gelebilir.

Gerçekleri öğrenin

Yale Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre şekere dönüşen nişasta adeta uyuşturucu birer madde gibi beyni etkiliyor. Araştırmaya katılan kişilere çikolatalı milkshake resmi gösterildiğinde, beyinlerinin bağımlılık yapan kısımlarının tepki verdiği görüldü. Uzmanlar; beynin sigara, uyuşturucu gibi birçok maddenin bağımlılığından sorumlu olan kısmının yemek yemeyle de ilgili olduğunu belirtiyor.

Amerikalı yazar Michael Prager, ‘Fat Boy Thin Man’ adlı kitapta, tıknaz bir çocukluktan obez bir yetişkine dönüşmesiyle başlayıp, kilo vererek sürdürdüğü yaşamını anlatıyor. Yaşadığı dönüşümü geçmiş yıllarda elde edilen birtakım birikimlere borçlu olduğunu belirten Prager, bir röportajında genel tıp kuralları ve halk inanışlarına rağmen gıda bağımlılığının gerçek olduğu konusunda ısrar ediyor. Yazar, gıda bağımlılığı olarak ifade ettiğinin bütün yiyeceklere bağımlı olduğu bir durum olmadığını, bazı insanların belirli gıdalara biyokimyasal duyarlılık gösterdiğini iddia ediyor.

Başa dön tuşu