İskenderun Özel Gelişim Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Eray Albayrak, Kurban Bayramı’nda etin gereğinden fazla tüketilmesinin birçok sağlık problemine yol açacağını söyledi.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Eray Albayrak, kurban kesimden sonra, etin en az bir gün uygun depolama koşullarında bekletilmesi gerektiğini vurguladı. Et tüketirken mutlaka salata ve sebze yemeklerinin sofrada yer alması gerektiğine dikkat çeken Albayrak, “İçerisine et veya kıyma giren bir yemeğin pişirilmesi aşamasında, ekstra yağ eklemek gereksizdir. Etin kendi yapısındaki yağ yemeğin pişmesi bakımından yeterli olacaktır. Kırmızı etler yüksek oranda demir minerali içermektedir. Ayrıca protein ve yağ metabolizmasında ve yeni kan hücrelerinin oluşmasında görevli B grubu vitaminler açısından zengin olan etler, C ve E vitamini içermezler. Bundan dolayı et tüketimi sırasında mutlaka, salata veya sebze yemekleri sofrada yer almalıdır. C vitamini içeren besinler aynı zamanda ette bulunan demirin vücutta kullanılabilirliğini, emilimini arttırmaktadır. Kuyruk yağı, iç yağı kalp-damar sağlığı açısından büyük tehlikedir.” açıklamasında bulundu.
FAZLA PROTEİN, CİDDİ SAĞLIK SORUNLARINA YOL AÇAR
Günlük beslenme düzeninin bayramda da devam ettirilmesi gerektiğini söyleyen Albayrak, “Bayram süresince, normal beslenme alışkanlıklarımızdan çok uzaklaşmamamız gerekmektedir. Soframızda; zeytinyağlı sebze yemeklerimiz, ayran, yoğurt, cacık gibi süt grubu yiyecek ve içecekler, salatalarımız yerini almalıdır. Et tüketimini, sebze ve kuru baklagil yemekleri içerisinde tercih edebiliriz. Tüm öğünlerimizi et ürünleri gibi hayvansal kaynaklı protein içerikli yiyeceklerle geçiştirirsek, yanlış bir beslenme düzeni kurmuş oluruz. Fazla protein alımı, uzun dönemde ciddi sorunlar doğurabilir. Kalp-damar, böbrek, karaciğer hastalıkları gibi beslenme düzeninde protein kısıtlamasını uygulayan bireylerin, özellikle öğünlerinde tüketecekleri besinlerin seçiminde özen göstermeleri gerekmektedir.” dedi.
ETLERİ PİŞİRİRKEN DİKKAT!
Izgara yaparken, et içeriğindeki vitaminlerin kaybını engellemek ve duman içerisindeki zehirli maddelerin ete bulaşmasını önlemek adına, etle kömür arasında en az 15 cm uzaklık olması gerektiğine de dikkat çeken Albayrak, “Kömür tam yandıktan ve kor halini aldıktan sonra, etleri pişirme işlemi gerçekleştirilmelidir. Ayrıca et ve et ürünleri, protein kaynağı besinler oldukları için, belirli sıcaklıklarda kolayca bozulurlar. Bu nedenle etler buzdolabı poşetine veya yağlı kâğıda sarılarak, buzdolabında 0-2 derecede 3-5 gün, -2 derecede bir hafta, -18 derece ve altında yaklaşık 3 ay kadar saklanmalıdır. Derin dondurucularda bakteriler ölmez, üremeleri durur, çözdürmeden sonra hızla üreme yeniden başlar. Ayrıca çözdürülmüş etlerin tekrar dondurulamayacağı unutulmamalıdır.” şeklinde konuştu.
Uzmanlar uyarıyor: Bayramda eti sebze ile tüketin
Kurban Bayramı’nda beslenme düzeninde önemli değişiklikler yaşanıyor. Kurban etlerinin bolca yer aldığı misafirlik menüler ve fiziksel aktivitenin azalması, ciddi sağlık sorunlarına yol açarken, fazla kiloları da beraberinde getirebiliyor. Memorial Wellness Beslenme Danışmanı Dr. Diyetisyen Yonca Sevim, bayram beslenmesinde dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında bilgi verdi.
Kurban Bayramı’nda sağlık raporu olan, veteriner kontrolünden geçmiş, çok genç ya da yaşlı olmayan, aşırı yağlanmamış hayvanların etleri tercih edilmesini tavsiye eden
Yonca Sevim, “Kesim işlemi, sağlıklı koşullarda yapılmalı ve etler uygun şekilde muhafaza edilmelidir. Aksi takdirde hayvanlardan bulaşabilecek; bağırsak parazitlerinden tenyalar, bakteriyel hastalıklardan şarbon, ruam, tüberküloz, salmonella, sığır vebası, şap, çiçek, deli dana ve kuduz ile karşı karşıya kalınabilmektedir.” uyarısı yaptı.
Et kesildikten hemen sonra tüketilmemesini isteyen Sevim, “Çünkü etlerde kesimden sonra da devam eden kas hareketleri etin sertleşmesine sebep olur. Et uygun koşullarda bekletilmeli ve daha sonra tüketilmelidir. Sertliğin geçmesi, hayvanın cinsine ve etin beklediği ısı derecesine göre değişmektedir. Dana ve koç eti 0°C’de 10 günde, 15°C’de ise 3 günde kaybolur ve etler yenebilecek hale gelir. Yağı az olan hayvanlarda katılık daha çabuk kaybolmaktadır.”
Etlerin küçük parçalar halinde kesilip saklanması tavsiyesinde bulunan Dr. Sevim, şöyle konuştu: “Depolanmaya hazır etler, büyük parçalar olarak değil, küçük parçalar halinde, bir yemeklik miktarlarda hazırlanarak saklanmalıdır. Etler buzdolabı poşetine konarak veya yağlı kağıda sarılarak buzluk veya derin dondurucuda bekletilmelidir. Etler -2°C’de buzlukta birkaç hafta, soğuk depolarda ise -32°C’de dondurularak, -18°C’de uzun süre saklanabilir. Et buzdolabında çözdürülmeli, çözünen etler tekrar dondurulmamalıdır. Açıkta çözdürme yöntemi etin içinde zararlı mikroorganizmaların üremesine sebep olur. Bu durum da hastalılara yol açar.”
ETİ DOĞRU PİŞİRİN
Dr. Diyetisyen Yonca Sevim, etlerin pişirilme yönteminin sağlık açısından çok önemli olduğuna vurgu yaparken, etin kurumasını önlemek için orta ateşte ve uzun süreli pişirme yöntemi uygulanmasını önerdi. Dr. Diyetisyen Yonca Sevim bu yöntemleri şöyle sıraladı:
Kuru ısıda pişirme: Bağ dokusu az olan etlerde kullanılır. Izgara, fırın, rosto, yağsız tava kuru ısıda pişirme yöntemidir. Bağ dokusu biraz fazla olan etler, kıyma haline getirilerek pişirilebilir. Etler yüksek ateşe maruz kalmamalıdır. Yüksek ısıda etin dış yüzeyi hızlıca katılaşır ve böylece ısı etin iç kısımlarına ulaşamaz. Köfte veya parça etlerde bir yüzey piştikten sonra diğer yüzey çevrilmelidir. Sık çevirmede etler suyunu kaybedeceğinden sertleşecek ve lezzet kaybı olacaktır.
Nemli ısıda pişirme: Bağ dokusu çok olan kuşbaşı ve parça etler için geçerlidir. Kağıtta ya da poşette pişirme, tencerede veya düdüklü tencerede pişirme yöntemi bu gruba girmektedir. Kebap, biftek, tepsi pirzola, fırın kebabı, köfte yemekleri bu şekilde pişirilebilir. Az su veya domates sosu kullanılabilir. Buhar kaybını önlemek için yemeğin üstü kapalı olarak pişmesi daha doğrudur. Nemli ısıda pişirme, en sağlıklı yöntemlerden biridir.
Haşlama: Ete su konarak pişirme yöntemidir. Haşlama suyuna vitamin geçişi olduğu unutulmamalı ve haşlama suyu atılmamalıdır.
Kızartma: Genellikle köfte veya biftek tarzı etlerde bu yöntem kullanılır. Yağın çok kızgın olması, iç kısımların çiğ kalmasına ve su kaybını sağlayarak pişen etin sertleşmesine sebep olur. Bu nedenle kızartma veya ızgara, mangal yöntemlerinde etin yakılmamasına, etin yağlı kısımlarının atılarak pişirilmesine özen gösterilmelidir. tin pişerken yanması, kanserojen maddelerin oluşmasına neden olur. Ayrıca mangal veya ızgarada etten damlayan yağ ve sıvının kömür üzerine düşerek buharlaşması bile havaya karışan kanserojenler ile ete bulaşabilmektedir.
Aşırı et tüketiminin zemin hazırladığı kanser, kalp damar hastalıkları ve diğer hastalıkların etin pişirme yöntemi ile ilgili olduğunu anlatan Diyetisyen Sevim, “Bu hastalıkların aşırı yağlı ve yanmış etlerin fazla tüketiminden kaynaklandığı düşünülmektedir. Orta sıklıkta ve yağı düşük et tüketiminin yer aldığı dengeli bir diyet uygulanmalıdır.” dedi.
DOĞRU ET TÜKETİMİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Az yağlı etler tercih edilmelidir.
Et yemekleri sebzelerle birlikte hazırlanmalı, tencere yemeklerinde etin yağının yemek için yeterli olduğu, dolayısıyla ekstra sıvı yağ eklemenin gerekli olmadığı bilinmelidir
Et yemekleri tereyağı veya kuyruk yağı eklenmeden pişirilmelidir.
Yemeğin yanında yeşilliklerden oluşan bir salata mutlaka yer almalıdır.
Et yemeklerinin olduğu öğünler tam tane ekmeği veya az yağlı hazırlanmış tahıllar ile desteklenebilir. Makarna ve pilav tüketimi sınırlandırılmalıdır.
Bayram süresince 3 ana öğün ve ara öğünlerle beslenme planı bozulmamalıdır.
Ara öğünlerde kabuklu meyveler, ceviz, fındık, badem gibi çiğ tohumlar tercih edilmelidir.
Her gün 2,5-3 litre su tüketilmelidir.
Asitli içeceklerden uzak durulmalı, bunların yerine ayran, cacık veya kefir tercih edilmelidir.
Fiziksel aktivite artırılmalı, bayramda düzenli egzersizlere ara verilmemelidir.
İkramlar mümkün olduğunca az tüketilmeli, yağı yüksek görünen ikramlardan uzak durulmalıdır.
Her gidilen ziyarette tatlı tüketilmemeli, tercihler de sütlü tatlılardan yana kullanılmalıdır.
Kırmızı et tüketimi haftada 2-3 gün ile sınırlanmalıdır.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Ezgi Arı, Kurban Bayramı’nda kurban etinin mutlaka dinlenmeye bıraktıktan sonra tüketilmesinin lezzetini artıracağını, hem de daha sağlıklı olacağını söyledi. Arı, dinlendirilmemiş etin, hazımsızlık, şişkinlik, kabızlık ve uykusuzluk yapabileceğini kaydetti.
Bayramda öğünleri dengelemenin önemine vurgu yapan Diyetisyen Ezgi Arı, “Öğlen ızgara mangal, kendi yağında kavrulmuş kırmızı et veya etli bulgurlu az yağlı sarma; akşama da ev yapımı çorba, salata, baharatla lezzet verilmiş yoğurt ve istenirse tam buğday ekmek tercih edilebilir” dedi.
Kurbanı keser kesmez etini yemeye kalkmanın biraz sakıncalı olabileceğine işaret eden Arı, şunları kaydetti: “Kurban edilmeden hemen önce her hayvan stres içindedir. Bu
sebeple kesildikten sonra kurban eti çok sert olur ve çözülmesi zaman alır. Oysa 24 saat bekletilen etin sertliği ciddi oranda azalır. Hem daha lezzetli ve yumuşak, hem
de sıcaklığını kaybettiği için daha sağlıklı olur. Ayrıca sindirimi çok daha kolaylaşır. Çünkü dinlendirilmeden tüketilen etin sindirimi yaklaşık 8 saati bulurken, dinlendirilen etin sindirimi 4 saate düşmektedir. Dinlendirilmemiş et, hazımsızlık, şişkinlik, kabızlık ve uykusuzluk yapabilir.
ETİN YANINDA SİNDİRİMİ KOLAYLAŞTIRAN YOĞURT, SALATA
Dinlenmiş etin yanında bol limonlu salatanın ihmal edilmemesini isteyen Dr. Ezgi Arı “Böylece etteki demirin vücudumuzda en iyi şekilde emilmesini sağlamış oluruz. Et, iyi kalite proteinin yanı sıra yağ, çeşitli mineraller, özellikle demir, çinko, fosfor ve magnezyum içerir. Ayrıca B12, B6, B1 ve A vitaminleri içerir, ancak C ve E vitamini içermez. Ayran, yoğurt, cacık ve kefir gibi süt türevleri sindirimi kolaylaştırdığı için bunları sofradan eksik etmemek gerekir. Ancak bunların et tüketiminden 40-45 dakika önce veya sonrasında tüketilmesi faydasını artırır. Et tüketimi kahvaltı ya da akşam yemeğinde değil, öğle yemeğinde tercih edilirse daha yararlı olur.” diye konuştu.
“ETİ PİŞİRİRKEN YAĞ KULLANMAYIN”
“Eti pişirirken yağ kullanmaya gerek yoktur, hem etin lezzetini almanızı engellersiniz, hem de kalorisini katlamış olursunuz.” diyen Beslenme Uzmanı Arı, Kavurma esnasında bir miktar süt ilave edilmesi, hem yumuşaklığını, hem lezzetini artırır. Eti pişirirken baharat katmak, sindirime ve metabolizma hızının artırılmasına yardımcı olur. Kekik, pul biber, defne yaprağı, tarhun otu, kimyon, çekme karabiber gibi baharatlar tercih edilebilir. Tuz ocaktan almadan hemen önce katılmalıdır, böylelikle etin daha yumuşak olmasını ve tuzun içeriğindeki iyotun kaybolmamasını sağlarız” ifadelerini kullandı.
Bayramda dengeli beslenme ve sağlıklı et tüketimi için tavsiyeler
Et ve tatlı tüketiminin en fazla artış gösterdiği Kurban Bayramı’ nda kilo alımı da kaçınılmaz oluyor. Ancak beslenme düzeni ve günlük alışkanlıklarda yapılacak bir takım değişiklikler ile bu dönemi sağlıklı bir şekilde atlatmak mümkün.
Memorial Ataşehir Hastanesi Suadiye Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uzman Diyetisyen Sevil Ürer Vefalı, bayram ve sonrasında formda kalabilmek için önerilerde
bulundu. Kurban Bayramı’nda öğün saatleri ve düzenlerinin değiştiğini belirten Vefalı, bu süreçte et, şeker, çikolata, ağır hamur işleri gibi gıdaların tüketimin artmasının genellikle kilo alımı ile sonuçlandığını vurguladı. Bunun yanı sıra kontrolsüz ve düzensiz beslenilerek geçirilen bu keyifli günlerin, kolesterol, kalp damar hastalıkları, karaciğer yağlanması gibi rahatsızlıklara veya var olan sağlık problemlerinin ilerlemesine neden olabileceğine dikkat çeken Vefalı, “Özellikle kronik hastalıkları olan kişiler porsiyon kontrolü, yiyecek seçimi ve pişirme yöntemlerinde daha dikkatli davranmalıdır.” uyarısında bulundu.
YEMEK SEÇİMİ VE PİŞİRME YÖNTEMİ ÖNEMLİ
Vefalı, bayramda kilo almamak için şu önerilerde bulundu:
“-Şeker, çikolata ve tatlılardan uzak durulmalı, ikram edilen tatlılardan küçük miktarlarda tüketilmeli.
-Kavurma, kızartma gibi yağlı etlerden uzak durulmalı.
-Etler haşlama, fırınlama ya da ızgara olarak yavaş ve düşük ısıda pişirilmeli.
-Ana yemekler; bulgur, esmer pirinç, tahıllı ekmek gibi az miktarda tahıllarla ve C vitamininden zengin sebze veya salata ile tüketilmeli.
-Etli sebze yemeklerinde yağ kullanılmamalı.
-Gün içinde taze sebze ve kabuklu meyve tüketilmeli.
-Etlerin yanında asitli, gazlı içecekler yerine; ayran, yoğurt ya da cacık tercih edilmeli.
-Ziyaretlerde içecek olarak açık çay ve günde 1 fincan kahve seçilmeli.
-Günde 10-12 bardak su tüketilmeli.
– Yürüyüş, yüzme gibi uygun fiziksel aktiviteler yapılmalı.
-Kalp hastalıkları ve kanserden korunmak için kırmızı et tüketimi haftada 2 kereden fazla olmamalı.”
ETİ 24 SAAT BEKLETİN
Kurban Bayramı boyunca kırmızı et tüketim miktarı ve sıklığının arttığını dile getiren Vefalı, etin tüketim miktarı ve çeşidi kadar pişirme ve saklama koşullarının da önemli olduğunun altını çizdi. Vefalı şu tavsiyelerde bulundu: “Yanlış uygulanan pişirme ve saklama yöntemleri sonucunda etlerde protein, vitamin ve mineral kayıpları oluşur. Bazı bilimsel çalışmalar, sıklıkla ve sağlıksız pişirme tekniği ile pişirilen kırmızı et tüketen bireylerde kolon ve mide kanserine yakalanma oranlarının yüksek olduğunu göstermiştir. Buna ek olarak yağlı et tüketimi ile birlikte kan yağlarında ve ürik asit düzeyinde artış olduğu bilinmektedir. Yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertlik hem pişirmede hem de sindirimde zorluk yaratır. Midede şişkinlik, hazımsızlık gibi sıkıntılara neden olmaktadır. Özellikle mide rahatsızlıkları çeken kişiler, eti 24 saat bekleterek tüketmelidir.”
SEBZELİ KAVURMA TARİFİ İLE SAĞLIKLI ÖĞÜN
Vefalı, sebzeli kavurma tarifi ile sağlıklı bir öğün yapılabileceğini belirterek, şu tarifi verdi: ?Kuşbaşı halinde doğranmış kırmızı eti yıkayın ve suyunu çekene kadar kısık ateşte kavurun. İnce dilimler halinde kesilmiş biberleri, mantarları ve yarım su bardağı sıcak suyu ekleyin, tencerenin kapağını kapatın. Et ve sebzeler pişene kadar tencerenin kapağı kapalı olarak pişirin. Tencereyi ocaktan indirmeden 5 dakika önce domates, tuz, karabiber ve kekik ilave edip kısık ateşte pişirmeye devam edin. Bol, taze maydanoz ile sıcak servis yapın.
(CİHAN)Kronik hastalıkların olanlar beslenmelerine dikkat etmeli!
Kurban Bayramı’nda artan et ve tatlı tüketimi; özellikle tansiyon, diyabet, kalp damar rahatsızlıkları ve böbrek yetmezliği gibi kronik hastalıkları olan kişiler için tehlikeli olabiliyor. Uzmanlar, bayramı sağlıklı ve keyifli geçirmek için beslenme düzenine büyük özen gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
Memorial Ataşehir Hastanesi Diyet Bölümü’nden Uz. Dyt. Sevil Ürer Vefalı ve Memorial Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Emine Yüzbaşıoğlu bayram ve
sonrasında kilo almamak için önerilerde bulundu.
Yemek seçimi ve pişirme yöntemi çok önemli diyen Vefalı, “Kurban Bayramı’nda öğün saatleri ve düzenleri değişmektedir. Bu süreçte et, şeker, çikolata, ağır hamur işleri gibi gıdaların tüketimin artması genellikle kilo alımı ile sonuçlanmaktadır.
Bunun yanı sıra kontrolsüz ve düzensiz beslenilerek geçirilen bu keyifli günler; kolesterol, kalp damar hastalıkları, karaciğer yağlanması gibi rahatsızlıklara veya var olan sağlık problemlerinin ilerlemesine neden olabilir. Özellikle kronik hastalıkları olan kişiler; porsiyon kontrolü, yiyecek seçimi ve pişirme yöntemlerinde daha dikkatli davranmalıdır.” dedi.
Bayram süresince bunlara dikkat edilmeli diyen Sevil Ürer Vefalı şunları dile getirdi:
“Günde 3 öğün yemek yenmeli. Şeker, çikolata ve tatlılardan uzak durulmalı, ikram edilen tatlılardan küçük miktarlarda tüketilmeli. Kavurma, kızartma gibi yağlı etlerden uzak durulmalı. Etler haşlama, fırınlama ya da ızgara olarak yavaş ve düşük ısıda pişirilmeli. Ana yemekler; bulgur, esmer pirinç, tahıllı ekmek gibi az miktarda tahıllarla ve C vitamininden zengin sebze veya salata ile tüketilmeli. Etli sebze yemeklerinde yağ kullanılmamalı. Gün içinde taze sebze ve kabuklu meyve tüketilmeli. Etlerin yanında asitli, gazlı içecekler yerine; ayran, yoğurt ya da cacık tercih edilmeli. Ziyaretlerde içecek olarak açık çay ve günde 1 fincan kahve seçilmeli. Günde 10-12 bardak su tüketilmeli. Yürüyüş, yüzme gibi uygun fiziksel aktiviteler yapılmalı. Kalp hastalıkları ve kanserden korunmak için kırmızı et tüketimi haftada 2 kereden fazla olmamalıdır.”
Şişkinlik ve hazımsızlık şikayetleri ile ilgili önerilerde bulunan Vefalı, “Kurban Bayramı boyunca kırmızı et tüketim miktarı ve sıklığı artar. Etin tüketim miktarı ve çeşidi kadar pişirme ve saklama koşulları da önemlidir. Yanlış uygulanan pişirme ve saklama yöntemleri sonucunda etlerde protein, vitamin ve mineral kayıpları oluşur. Bazı bilimsel çalışmalar, sıklıkla ve sağlıksız pişirme tekniği ile pişirilen kırmızı et tüketen bireylerde kolon ve mide kanserine yakalanma oranlarının yüksek olduğunu göstermiştir. Buna ek olarak yağlı et tüketimi ile birlikte kan yağlarında ve ürik asit düzeyinde artış olduğu bilinmektedir. Yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertlik hem pişirmede hem de sindirimde zorluk yaratır. Midede şişkinlik, hazımsızlık gibi sıkıntılara neden olmaktadır. Özellikle mide rahatsızlıkları çeken kişiler, eti 24 saat bekleterek tüketmelidir.” diye konuştu.
Sebzeli kavurma ile sağlıklı bir öğün yapabilirsiniz diyen Sevil Ürer Vefalı, “Kuşbaşı halinde doğranmış kırmızı eti yıkayın ve suyunu çekene kadar kısık ateşte kavurun. İnce dilimler halinde kesilmiş biberleri, mantarları ve yarım su bardağı sıcak suyu ekleyin, tencerenin kapağını kapatın. Et ve sebzeler pişene kadar tencerenin kapağı kapalı olarak pişirin. Tencereyi ocaktan indirmeden 5 dakika önce domates, tuz, karabiber ve kekik ilave edip kısık ateşte pişirmeye devam edin. Bol, taze maydanoz ile sıcak servis yapın.” ifadelerini kullandı.
KURBAN BAYRAMI’NI KİLO ALMADAN GEÇİRMEK İÇİN 6 ÖNERİ
Bayramı sağlıklı ve keyifli geçirmek için beslenme düzenine büyük özen gösterilmesi gerekiyor diyen Emine Yüzbaşıoğlu da, “Et tüketimini 1 öğünle sınırlayın. Kurbanın kesilmesiyle başlayan et tüketimi bayram boyu sürmektedir. Bayram süresince hem öğlen hem de akşam öğünlerinde et tüketilmemeli ve tek yönlü beslenmeden uzak durulmalıdır.
Bayramda artan et tüketimi birçok sağlık problemini beraberinde getirmektedir. Özellikle kronik rahatsızlıkları bulunan kişilerin fazla et tüketimine bağlı olarak yağ alımlarının artması ciddi sağlık problemlerine neden olabilir. Bunun yanı sıra fazla et tüketimi sindirim sistemine de zarar vermektedir. İshal, bulantı ve mide ağrısı gibi sağlık sorunlarıyla bayramda sık karşılaşılmaktadır. Bu dönemde et tüketimi günde bir öğünle sınırlandırılmalıdır.” şeklinde konuştu.
Pilav ve çorbalarda et suyu kullanılmaması gerektiğin belirten Emine Yüzbaşıoğlu, Bayramda tüketilecek etin miktarı kadar, pişirme yöntemi de önemlidir. Kurban Bayramı’nda genellikle tercih edilen pişirme yöntemi kavurmadır. Kavurma yapılırken et yağlı ise ayrıca yağ eklenmemeli, etin kısık ateşte ve uzun sürede kendi yağıyla pişirmesi sağlanmalıdır. Diğer sağlıklı pişirme yöntemleri ise fırınlama, haşlama ve buğulamadır. Haşlanmış etin suyu pilav veya çorbaya konulmamalıdır. Çünkü et suları, yağ içerikleri yüksek olması sebebiyle kilo artışına, buna bağlı olarak da kolesterol yükselmesine neden olmaktadır. Kurban eti kesildikten sonra hemen tüketilmemeli, en az 24 saat dolapta bekletilmelidir. Et dinlendirilmeden pişirildiğinde sert olacağından, yedikten sonra hazımsızlık ve şişliğe neden olabilir.” dedi.
Bayramda besin zehirlenmemesi için dikkatli olunmalı diyen Yüzbaşıoğlu, “Bayramda kesilen etin saklama koşulları da sağlık açısından çok önemlidir. Etler kuşbaşı veya kıyma gibi küçük parçalar halinde, tek pişirimlik miktarlarda, buzdolabında 3 gün veya derin dondurucuda -18 derecede 3 ay süreyle saklanabilir. Derin dondurucudan çıkarılan etlerin sağlıklı çözdürülmesi için; buzdolabında, akan soğuk suyun altında veya mikrodalga fırında bekletilmesi gerekir. Çözdürülen etler tekrar dondurulmamalıdır. Oda sıcaklığında çözdürme yapmak veya etin tekrar dondurulması besin zehirlenmelerine yol açabilir.” diye konuştu.
Emine Yüzbaşıoğlu, bayramı kilo almadan geçirmek için dikkat edilmesi gerekenleri şu şekilde sıraladı:
“-Bayram sabahlarına sağlıklı bir kahvaltıyla başlanmalıdır. Börek, poğaça, kızartma gibi ağır yiyecekler yerine; peynir, zeytin, haşlanmış yumurta, söğüş domates ve salatalık gibi daha hafif yiyeceklerden oluşan bir mönü seçilmelidir.
-Bayram süresince tatlı tüketimi sınırlandırılmalı, özellikle şerbetli ağır tatlılardan kaçınılmalıdır.
-Ara öğünler atlanmamalıdır. Bu durum ana öğünlerde daha çok yemek tüketimine ve kilo alımına neden olacaktır.
-Gün içinde mutlaka bir sebze yemeği tercih edilmelidir. Pilav, makarna, börek gibi karbonhidrat ve yağ içeriği yüksek yardımcı yemeklerden uzak durulmalıdır. Ana öğünlerde bu tür yardımcı yemekler yerine; tam buğday, kepek, çavdar ekmeleri tercih edilmelidir.
-Bayramda yeterli miktarda et tüketirken, diğer besin grupları olan süt, sebze ve meyve grubu gıdalar da ihmal edilmemelidir.
-Günlük 2-2.5 litre su içilmeli, aşırı çay ve kahve tüketiminden kaçınılmalıdır. Yemeklerle birlikte gazlı içecekler yerine; ayran veya az şekerle hazırlanmış komposto veya hoşaf içilebilir.”