Türk Nöroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Babür Dora, baş ağrısının telkinle azaltılabileceğini ya da hissedilmeyebileceğini bildirdi.
50. Ulusal Nöroloji Kongresi’ne katılan Prof. Dr. Dora, verilere göre Türkiye ve dünyada hemen hemen aynı oranda görülen baş ağrısının sıklıkla karşılaşılan bir rahatsızlık olduğunu söyledi.
Dora, 2008’de tamamlanan Türkiye Başağrısı Epidemiyolojisi Çalışması’nda insanların yüzde 47’sinin hayatının bir dönemimde baş ağrısı çektiğinin ortaya çıktığını ifade ederek, yüzde 90’ının hayatının farklı dönemlerinde baş ağrısı çektiğini gösteren çalışmaların da olduğunu dile getirdi.
Her altı kişiden birinde migren görülüyor
Türkiye’de her altı kişiden birinde migren görüldüğünü vurgulayan Dora, “Her 5 kadından biri migrenliyken, erkeklerde her 15 kişiden birinde görülüyor. Ayda bir defa başınız ağrıyorsa ve bunu bir ağrı kesici ile geçiştiriyorsanız, bu önemli değil ama daha sıklıkla görülüyor ve iş hayatınıza engel oluyorsa tedavi gerekir” dedi.
Baş ağrısının nedenleri
Baş ağrısının birincil ve ikincil nedenleri olabildiğini anlatan Dora, şöyle devam etti:
“Migren, gerilim tipi baş ağrılarının en büyük nedenleri arasında. Burada hastalık, baş ağrısının kendisi. Bir de ikincil baş ağrıları var. Bunlarda da baş ağrısı başka bir hastalığın belirtisi olarak karşımıza çıkıyor. Mesela sinizüte, gribe, göz tansiyonuna ve beyin tümörüne bağlı baş ağrısı olabiliyor. Birincil türde insanlar sıklıkla baş ağrısı çekerse sorun teşkil etmeye başlar. Çünkü ağrı kesici kullanımı artıyor ve buna bağımlı hale gelebiliyor.”
Baş ağrısı için ağrı kesici ilaç almak yanlış değil
Dora, ağrı kesici kullanım oranıyla ilgili kesin bir bilgi olmadığını ancak sık kullanıldığını tahmin ettiklerini dile getirdi. Baş ağrısı için ağrı kesici ilaç almanın yanlış bir davranış olmadığının altını çizen Dora, şunları söyledi:
“Ama burada sınır çok önemli. Eğer ayda bir iki defa başınız ağrıyorsa ve ilaç kullanıyorsanız, hiçbir sorun yok ama ağrı kesici miktarı arttıkça bağımlılık potansiyeli de artıyor. Biz, haftada iki günden fazla ağrı kesici kullanılmamasını öneriyoruz. Baş ağrısının kendisi ölüme neden olmaz ama baş ağrısına sebep olan bir başka hastalık ölüme neden olabiliyor. Mesela beyin tümörü veya beyin kanamasına bağlı bir baş ağrısında ölüm olabiliyor.”
Psikoloji ile yakın ilişkisi var
Baş ağrısının psikoloji ile çok yakın ilişkisi olduğuna işaret eden Dora, şöyle konuştu:
“Baş ağrısı kendiliğinden ya da telkinle geçer. Ağrı dediğimiz şey, psikoloji ile çok yakın ilişkili bir durum. İnsanlar ağrıyı telkinle azaltabilir ya da hissetmeyebilir. Mesela bunu savaşlarda da görebiliyoruz. Stres ve adrenalin ortamında asker vuruluyor ama farkına varmıyor ve savaşmaya devam ediyor. Yani içerisinde bulunduğu ortam ağrıyı hissetmesini engelliyor. Bunların tersi de olabiliyor. Depresyon veya kötü ruh halindeyken, en ufak ağrı bile insana dünyanın sonu gibi gelebiliyor. Sonuç olarak psikoloji, ağrıyı direkt
etkileyebiliyor. Kendimize telkin ederek ağrıyı azaltabiliriz. Telkinle ağrı azalıyor ama ağrının altında başka bir neden varsa düzeltmek olmuyor.”
(AA)