Bir araştırmaya göre, uykusuzluk çekenlerin kör olma riskinin daha yüksek olduğu ortaya çıktı. Araştırmalar, gündüz şekerleme yapanların daha sonraki yaşamlarında glokomdan muzdarip olma olasılığının beşte bir oranında daha fazla olduğunu gösteriyor.
Horlayanların glokoma yakalanma olasılığı yüzde 10 daha yüksekken, uykusuzluk çekenler ve kısa/uzun uyku süresi olanlarda sağlıklı uyku düzenine sahip olanlara göre yüzde 13 daha fazla görülüyor.
Uzmanlar, artan riskin, hem yatarken hem de uyku hormonları bozulduğunda tetiklenebilecek göz basıncındaki değişikliklerden kaynaklanabileceğine inanıyor.
Erken teşhis edilmezse görme kaybına yol açabiliyor
Glokom, gözü beyne bağlayan optik sinirin hasar görmesinden kaynaklanan yaşlılarda sık görülen bir göz rahatsızlığıdır. Durum, yeterince erken teşhis edilip tedavi edilmezse görme kaybına yol açabilir.
Araştırma, Birleşik Krallık’ta yaşları 40 ile 69 arasında değişen 400.000’den fazla kişinin uyku alışkanlıklarına ve glokom geliştirip geliştirmediğine ilişkin verileri inceledi.
Günde 7 ila 9 saat arasında uyuyanlar sağlıklı, dışarıdakiler ise çok az veya çok fazla uyuyanlar olarak sınıflandırıldı. Yaklaşık 8.690 glokom vakası tespit edildi ve en yaygın olanı, daha yaşlı olan, bir zamanlar sigara içen veya yüksek tansiyonu veya diyabeti olan erkekler arasındaydı.
Kısa veya uzun uyku süresi, yüzde 8’lik bir risk artışıyla ilişkilendirildi; uykusuzluk yüzde 12; horlama yüzde 4; BMJ Open’daki bulgulara göre yüzde 20 oranında gündüz sık uykululuk.
Horlayanlarda ve gündüz uykululuk yaşayanlarda glokom görülme olasılığı yüzde 10, insomniyaklarda ve kısa/uzun uyku süresi olanlarda yüzde 13 daha fazla görülüyor.
Uyku sorunu olanların göz taramasından geçmesi gerekiyor
Araştırmacılar, glokoma yakalanma riskinin yüksek olduğu tespit edilen kişilere ‘uyku müdahaleleri’ önerilmesi gerektiğini ve zayıf uyku sorunları bildiren kişilerin göz taramasından geçmesi gerektiğini söyledi.
Genellikle uykusuzlukla el ele giden depresyon ve anksiyetenin, muhtemelen düzensiz kortizol üretimi nedeniyle iç göz basıncını da artırabileceğini öne sürüyorlar.
Benzer şekilde, uyku apnesinin neden olduğu tekrarlayan veya uzun süreli düşük hücresel oksijen seviyeleri, optik sinirde doğrudan hasara neden olabileceği düşünülüyor.
Araştırmacılar şu sonuca varıyorlar: Uyku davranışları değiştirilebilir olduğundan, bu bulgular glokom riski yüksek olan bireyler için uyku müdahalesinin ve glokomu önlemeye yardımcı olmak için kronik uyku sorunları olan bireyler arasında potansiyel oftalmolojik taramanın gerekliliğinin altını çizmektedir.
