NORMAL ADET PERİYODU NEDİR?
Normal adet periyodu 21-35 gün aralıklarla, 2-7 gün süren, 30-80 ml olan vajinal kanamadır. 21 günden daha sık, 35 günden daha uzun aralıklarla olan adet kanamaları araştırılmalıdır.
Normal kadın genital sisteminde her ay, yumurta gelişimi, yumurtanın seçilmesi, seçilen yumurtanın çatlaması ve rahimin gebelik için hazırlanması aşamaları kusursuz bir şekilde devam eder. Bu sistem için beyinden gelen düzenli sinyallerin yumurtaları uyarması gerekir. Yumurtalardan önce östrojen ardından progesteron hormonu salgılanır. Salgılanan hormonlar kadın rahmini gebelik için hazırlar.
Kadında üreme sisteminin çalıştığını, yumurtlamanın gerçekleştiğinin en temel ve basit göstergesi düzenli adet kanamasıdır. Ergenlik ile beraber her geç kızda adet kanaması başlar. Menarş olarak bilinen ilk adeti takip eden 1-3 yıl düzensizlikler yaşanılması normaldir. Hayranlık uyandıran bu sistemde meydana gelen değişiklikler adet düzensizliklerine yol açar.
ADET GECİKMESİ DEĞERLENDİRİLMESİ
Sağlıklı her kadında adet kanamasının 2-5 gün gecikmesi normal kabul edilir. Erişkin bir kadında yılda 2-4 defa adet gecikmesi yaşanabilir. Adet gecikmesinin beklenen tarihten 7 veya daha fazla gün sonra olması araştırılmalıdır. İlk olarak gebelik düşünülmekle birlikte, adet gecikmesinin gebelik dışında birçok nedeni olduğu unutulmamalıdır. Özellikle 44-54 yaş grubundaki kadınlarda, hormonal dengesizlikten dolayı adetler düzensiz olabilir.
ADET GECİKMESİ NEDENLERİ
GEBELİK
Cinsel aktif ve üreme çağındaki her kadında, adet gecikmesi durumunda mutlaka kanda gebelik testi yapılmalıdır. Beklenen adet zamanının 7-10 gün geçmesinin ardından idrarda yapılan gebelik testlerinede güüvenilebilir. Gebelik tespit edilmeyen kadınlar ayrıntılı değerlendirilmelidir.
KİLO DEĞİŞİKLİKLERİ
Özellikle son yıllarda genç kadın popülasyonunda sık karşılaştığımız yeme bozuklukları arasında olan anoreksiya ve bulimiya, adet gecikmesine yol açabilir. Vücut kitle indeksine göre normal kilosunun %10 ve altında olan kadınlarda yumurtlama sorunlarına bağlı adet gecikmesi yaşanabilir. Aşırı zayıf olarak görünen bu kadınlarda vücut kitle indeksi 13-15 civarında dır.
İdeal kilonun üzerinde ağırlığa sahip obezite sınıfına giren kadınlarda da adet gecikmesi sık karşılaşılan bir sorundur. Vücut kitle indeksi 30 ve üzerindedir.
Tedavide kadının normal kiloya gelmesi için gerekli tıbbi yardım yapılmalı ve psikolojik destek verilmelidir.
DUYGU DURUM DEĞİŞİKLİĞİ / STRES
Kadın bedeni kimi zaman; günümüzün zor, ağır ve yoğun temposu karşısında stres yaşayabilir. Stres hormonları yumurtlama fonksiyonlarını bozabilir ve adet düzensizliği, adet gecikmesi ile karşılaşılabilir.
KRONİK HASTALIKLAR
Özellikle kanser ve kontrolsüz, takipsiz kronik hastalıklar adet döngüsünü bozabilir. Özellikle kontrolsüz diyabet, mide ve bağırsak hastalıkları bu duruma örnek olarak verilebilir. Ayrıca kanser tedavisinde kullanılan kemoterapatik ilaçlar ve ışın tedaviside adet gecikmesine yol açabilir.
TROİD VE HİPOFİZ BEZİ İLE İLGİLİ SORUNLAR
Adet gecikmesi yaşayan ve gebelik tespit edilmeyen her kadında troid ve süt hormonu (prolaktin) düzeyine bakılmalıdır. Prolaktin düzeyi yüksek olan bir kadında, beyinde yer alan hipofiz bezinin değerlendirilmesi esastır. Hipofiz bezinin iyi huylu tümörlerinde prolaktin düzeyi yükselir. Yüksek prolaktin, beyinden salgılanan ve yumurta gelişimi için gerekli hormonların salınımını engeller. Yumurta uyarılmaz, gerekli hormonları salgılayamaz ve adet kanaması gecikir.
Troid bezinin özellikle normalden az çalıştığı ve guatr dediğimiz klinik bulgulara yol açtığı durumlarda da adet gecikmesi yaşanabilir.
ADET GECİKMESİ YAŞAYAN KADINDA 2. AŞAMA TESTLERİ
Troid ve prolaktin düzeyi normal olan gebe olmayan kadında, vücuttaki östrojen düzeyi ve genital kanalın fonksiyonunu göstermek için progesteron geri çekilme testi (progesteron challenge testi) yapılır. Bu test vücuttaki östrojen düzeyini gösterir. Progesteron alındıktan 2-7 gün sonra hastanın kanaması olur veya kanama olmaz.
Vajinal kanama, normal bir genital kanal ve östrojen hormonu tarafından hazırlanmış sağlıklı bir rahim mevcudiyetini gösterir. Östrojen varlığı ise, kadın vücudunda beyinden uyarıcı hormon salgılandığını ve salgılanan hormonların yumurtalıkları etkileyerek yeterli östrojen oluşturduğunu kanıtıdır.
Progesteron geri çekilme testi sonrasında az miktarda (birkaç damla), kanama olması vücuttaki östrojen miktarının oldukça düşük olduğunu gösterir. Bu sonucu yaşayan kadınlar yakın takip edilmelidir. Çünkü test sonucu her an negatife dönebilir ve vücuttaki östrojen düzeyi daha da azalabilir.
Yeterli östrojen düzeyine rağmen, vajinal kanama oluşmayan bazı hormonal bozukluklar vardır. Rahimin östrojen dışındaki hormonların etkisi altında olması durumunda kanama olmayabilir. Bu durum yüksek düzey androjen hormonunun rahime olan etkisidir. Polikistik over sendromu ile beraber yüksek andojen hormon düzeyine sahip olan olgularda vajinal kanamanın gerçekleşmediği gözlemlenmiştir. Yüksek androjen hormonu, endometrium hücrelerinde yapısal ve fonksiyonel değişikliklere yol açar. Androjen hormonu rahimde progesteron etkisi oluşturmuş ve vajinal kanamayı engellemiştir. Ve yumurtlama sisteminde düzensizliğe yol açar. Ancak her polikistik over sendromunda bu sonuç yaşanmaz.
POLİKİSTİK OVER SENDROMU NEDİR?
Günlük jinekoloji polikliniğinde sık karşılaştığımız hasta grubudur. Çocuk isteği, adet düzensizliği, erkek tipi kıllanma, saç dökülmesi ve sivilce şikayeti ile başvuran genç erişkin kadınlardır. Çoğunlukla diyabete yatkınlık ve kilo almaya meyilli olan kadınlardır. Hormonal bir düzensizlik, yumurtlamanın gerçekleşmemesi ile oluşan bu sendromda kadınların yakın takibi ve tedavisi mutlak gereklidir.Her kadında yumurtlama sisteminde oluşan problemlerde, neden araştırılmalı ve tedavi edilmelidir. Hormonal düzensizliklerin rahim kanseri riskini arttırdığı unutulmamalıdır. Genç kadınlarda da rahim kanseri görülebilir, şüpheli durumlarda rahimden biyopsi alınabilir.
Progesteron çekilme testi sonrasında kanama olmadığı jinekolojik problemler:
1-Hedef organın çalışmamasıdır. Hedef organ rahim ve açık bir genital kanaldır. Rahim içi enfeksiyon ve travmalar (kürtaj) kanamayı engellemektedir. Bu durumda rahim iç yapısının değerlendirilmesi için histereskopi, histerosalpinografi gibi tanı yöntemlerinden yararlanılır. Histeroskopi işlemi hem tanı hem de tedavide kullanılan cerrahi bir girişimdir.
2-Beyinden salgılanan hormonların yetersiz ve düzensiz olması (hipotalamik ve hipofizer sistem): Kanda ölçülen ve beyinden salgılanan FSH ve LH hormonu 5 IU/L den daha düşüktür. Ergenlik belirtilerinin oluşmaması veya adet gecikmesi ile bulgu verir.
3-Yumurta kalitesinin azalması, yumurtaların çalışmaması: Kanda ölçülen FSH ve LH düzeyi 20 ve üstüdür. Menopoz ve menopoza yakın dönemde yaşanılan bir durumdur. Erken menopoz yaşayan her kadın hormon tedavisi konusunda bilgilendirilmelidir. Erken menopoz kadının 40 yaş veya daha önce menopoza girmesidir. Özellikle çocuk beklentisi olan ve yumurta kalitesi azalan kadınlar yardımcı üreme yöntemleri konusunda bilgilendirilmelidir.
İLGİLİ İÇERİK