Nedense aromaterapi lafını duyunca insanın tüm kasları gevşiyor… Şöyle bir rahatlıyor, çıplak vücuduna akıtılan yağları düşlüyor, burnuna galipten çiçek kokuları geliyor. Zaten bunu fark eden pazarlamacılar da bu yüzden, şampuandan el losyonuna pek çok ürünü ”aromaterapik” olarak pazarlamaya başladılar. Ancak çok derin bir bilgi ve uzmanlığı gerektiren aromaterepiyi; yani saf yağları ve güçlerini bir kelimeyle sınırlamak çok da doğru değil. Peki, ama aromaterapi tam olarak ne anlama geliyor? Biz, adını son zamanlarda duysak da aromaterapi yani ”kokunun iyileştirici gücünden yararlanma” yöntemi yüzyıllar öncesinden beri biliniyor.
Şifa kaynağı olarak bilinen aromaterapide, bitkilerden buharla damıtma ve sıkma yöntemiyle çıkarılan öz yağlar kullanılıyor. Zaten asıl heyecan da burada başlıyor. Bu yağların koku molekülleri burundaki koku reseptörleri tarafından beynimize ulaşıyor, koku hafızamızı etkiliyor ve bizde çeşitli duyguların uyanmasına neden oluyor. Böylece yağların etkisiyle kendimizi daha enerjik, canlı, rahatlamış ve stresten arınmış hissediyoruz.
Aromaterapi yağları temel olarak iki şekilde kullanılıyor; cilde sürülüp, cilt tarafından emilmeleri sağlanıyor ya da kokuları teneffüs ediliyor. Aromaterapi uzmanlarının tavsiyesiyse, her iki yöntemi beraber kullanmak. Teneffüs edilen yağ; etkisini 10 dakika içerisinde göstermeye başlıyor. Yağdan yayılan partiküller, solunum yolundan geçiyor ve direkt olarak beynin hafıza ve duyguları kontrol eden bölümünü etkiliyor. Bu da bizim ruh halimizi büyük ölçüde değiştiriyor. Yağları, masajla cilt üzerine sürmekse, cilt tarafından emilmelerini ve kan dolaşımına karışmalarını sağlıyor. Vücut emdiği yağın ihtiyacı kadar olan bölümünü kullanıyor, geri kalan kısmıysa atılıyor. İşte bu nedenle, hamilelerin de aromaterapi yağlarını kullanırken dikkatli olmaları gerekiyor. Çünkü yetişkinler için hiçbir sakıncası olmayan maddeler bebek üzerinde toksik etki yapabiliyor. Uzmanlar, bebek bekleyenleri masajda hamilelere özel hazırlanmış yağlar haricindekileri kullanmamaları konusunda uyarıyor.
Bitkilerin kalbi
Aromaterapide özyağlar kullanılıyor. Çünkü özyağlar diğer yağlara kıyasla cilt tarafından çok daha kolay ve hızlı bir şekilde emilebiliyor. Öz yağın İngilizce karşılığı ise ”essential oil” ve bu şekilde kullanılıyor. Bitkilerin en güçlü ve aktif özellikleri bitkilerin ilk sıkılışıyla elde edilen yağlarda bulunuyor. Bunlar da saf yağlar olarak tanımlanıyor ve suyla ya da diğer yağlarla karıştırılmadan kullanılmıyorlar. Doğada bulunan hemen hemen tüm bitkiler özyağlara sahip ve aromaterapi uzmanları, aromaterapi seansları sırasında, 400’den fazla bitkiye ait özyağdan yararlanıyor.
Yağlar nasıl etki ediyor?
Özyağlar genellikle, taşıyıcı yani baz yağlara karıştırılıyor ve öyle kullanılıyorlar. Taşıyıcı yağlar arasında en çok kullanılanlar fındık, susam ve bademyağı.
Masajla: Kas ağrılarını ve gerginliği azaltmanın en etkili yolu problemli bölgeye yoğunlaşarak masaj yapmak.
Teneffüs: Sıcak suyun içine, bir kağıt mendilin üzerine ya da yastığınıza birkaç damla yağ damlatarak teneffüs edebilirsiniz. Mum ve tütsüler de aynı amaçla kullanılabilir.
Banyoda: Şampuanlar, banyo jelleri ve sabunlar aromaterapik özellikli olarak sunulsa da etkileri sınırlı. Ama yine de, aynı anda hem teneffüs edildikleri hem de cilt tarafından emildikleri için iki yönlü etki ediyorlar.