İnsanların %85 kadarı Rh (+) kan grubuna sahiptir. Çünkü Rh olma durumu genlerde çekinik olarak taşınan bir durumdur. İki çekinik gen bir araya geldiğinde bireyde Rh(-) durum ortaya çıkar. Rh (+) kanda görülen antijen ile Rh (-) kanda görülen antikor birbirine karşıttır. Yani bu antijen eksik olduğundan vücut bunu yabancı olarak algılar ve ona karşı antikor üretir. İşte bu olayın önem kazanması için Rh (+) ve Rh (-) kanın bir arada bulunması gerekir. Burada kan uyuşmazlığından bahsedilir. Peki, kan uyuşmazlığı nasıl anlaşılır? Gelin bu sorunun cevabına birlikte bakalım.
Kan uyuşmazlığı testi nedir? Nasıl Anlaşılır?
Tıp dünyasında İCT yani indirekt cooms test olarak adlandırılan kan uyuşmazlığı testi annenin gebeliği sırasında yapılmaktadır. Genelde ilk aylarda yapılabilirken, çoğunlukla 20. Hafta ve sonrasında yapılmaktadır. Kan uyuşmazlığı testi diğer testlere benzer bir şekilde anneden bir tüp kan alınmasıyla yapılmaktadır. Testin sonucu (-) yani kan uyuşmazlığı yok şeklinde çıkarsa 28. Haftada tekrar edilir. Burada sonuca göre anneye Rh uyumsuzluğu iğnesi yani anti-D immunglobulin yapılır. Son aylarda kontrol amaçlı tekrar edilir. Yine (-) çıkarsa, son test bebek doğduktan sonra kordonundan alınan kanla DCT testi yapılarak değerlendirilir. Daha ilk kontrolde ve ya diğerlerinde testin sonucu (+) çıkarsa bu durum tehlikeli bir durumdur ve hemen anti-D immunglobulin iğnesi yapılır.
Kan uyuşmazlığı hangi durumlarda görülür?
Kan uyuşmazlığı durumunun görülmesi için genelde baba Rh (+), anne Rh (-) olmalıdır. Eğer babada çekinik olarak Rh (-) geni yoksa bebek Rh (+) kan grubuna sahip olur. Eğer Rh (-) gen varsa her bebekte iki kan grubunun görülme olasılığı da mevcuttur. Kan uyuşmazlığını ilgilendiren kısım anne Rh (-), bebek Rh (+) olduğu durumlarda yaşanmaktadır. Bebekte Rh antijenleri bulunurken, annede ise buna karşı olan ve çökerten Rh antikoru bulunmaktadır. Bu nedenle hamilelik durumunda anne ve babanın kan grubu mutlaka öğrenilir. Ve eğer annenin kanı Rh (-) iken, babanın kanı Rh (+) ise bu gebeyi takip eden ekiplerce not alınarak, daha sonra kan uyuşmazlığı testi yapılır.
Kan uyuşmazlığı bebeği nasıl etkiler?
Bebeğin kanı annenin kanıyla karıştığı anda antijenlere karşı antikor üretimi kan uyuşmazlığı durumunun en önemli etkisidir. Antikorlar kanı hemoliz eder, yani çökertir. Bu durum kan hücrelerinin azalmasına neden olur ve anemi (kansızlık) durumu ortaya çıkar. Kanların karışması 20. haftada, 28. haftada ya da doğum sırasında olabilir. Genelde ilk gebelikte olan etkileşim bir sorun oluşturmaz. Fakat diğer gebeliklerde hidrops fetalis denen durumla birlikte kan uyuşmazlığı sarılık görülebilir. Sonraki gebeliklerde kan uyuşmazlığını engellemek için anneye doğumdan sonra ilk 72 saat içerisinde rh uyuşmazlığı iğnesi yapılır. Eğer bebekte etkilenme varsa yine ona da ilk 72 saat içerisinde kan uyuşmazlığı iğnesi yapılmalıdır.
Kan uyuşmazlığı anneye zarar verir mi?
Gebelerde görülen bu kan uyuşmazlığı anneye herhangi bir zarar vermiyor. Burada bebeğin kanına karşı savunma amaçlı antikor üretildiği için anne zarar görmüyor. Genelde anne ile bebeğin kanı normal olarak karışmaz ve antikor oluşmaz. Bebeğin annenin kanından etkilenme durumu çok özel bir sistem tarafından sağlanmaktadır. Sadece doğum sırasında karışma görülebilir. Bu etkileşimin sonucunda annede antikorlar kalıcı olur. Bu nedenle gelecek doğumlarda kan uyuşmazlığı nedeniyle kesinlikle bebek etkilenir. Doğumdan sonra iğne yapıldığından bu antikorlar yok edilir. Tüm bunlar annenin sağlığını etkilemez ve anneye bir zarar vermez.
Kan uyuşmazlığı olan çiftler ne yapmalı?
Tüm çiftlerin evlenirken mutlaka kan gruplarını kan uyuşmazlığı açısından öğrenmeleri gerekmektedir. Ülkemizde hala birçok kişi kan grubunu ihtiyaç duyulana kadar öğrenmiyor. Bu nedenle en geç gebelik durumunda kan grubu öğrenilerek kan uyuşmazlığı hangi kan grubu diye bilgi alarak sorun oluşmasını önleyebilirler. Eğer anne karnındaki bebek Rh (-) ise kan uyuşmazlığı durumu meydana gelmez.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:
Folik asit nedir? TIKLAYIN