Sadece mikroskop altında görülebilecek kadar küçük olan bakteriler ve virüsler enfeksiyonlara neden olabiliyor. Enfeksiyon hastalıklarında bakteri veya virüs kaynaklı olduğu karıştırılabiliyor, fakat aralarındaki farklar çok fazladır. Acıbadem Taksim Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Yasemin Balbay virüs ve bakterilere dair merak edilenleri detaylıca anlattı.
Virüs nedir?
Virüs terimi, Latince ”zehir” anlamına gelir. İlk kez kuduz etkenini tanımlamak üzere Pasteur tarafından kullanılmıştır. Virüsler, protein bir kılıf tarafından çevrilmiş nükleik asit parçalarından meydana gelmiştir. Işık mikroskobuyla görülemeyecek kadar küçük olan virüsler, sadece elektron mikroskobuyla görülebilirler. Çekirdek, organel ve sitoplazmaları olmayan virüsler, kromozomal yapı olarak DNA veya RNA’ya sahiptirler; ikisi aynı anda bulunmaz. Canlı organizmada hastalık yapabilen en küçük enfeksiyon etkeni olan virüsler, morfolojik yapıları ve genel özellikleri yönünden diğer mikroorganizmalardan büyük farklılıklar gösterirler. Bakteri, protozoa ve mantarlarda olduğu gibi tam bir hücre yapısı göstermezler. Yalnız başlarına yaşamak için gerekli olan enerjiyi ve makromolekülleri sentezleyemezler. Bu nedenle virüsler, tamamen enfekte ettikleri hücrelerin metabolik sistemlerinden yararlanırlar. Yani; zorunlu hücre içi paraziti olarak yaşamlarını devam ettirirler. Canlı hücrelerin dışında yaşamlarını sürdürmeleri mümkün değildir.
Bakteri nedir?
Canlı organizmaların en küçükleri ve yapısal organizasyon bakımından en basit olanlarını barındıran monera alemini oluşturan canlıların en sık ve en fazla bilinen sınıfını bakteriler oluşturur. Son derece yaygın olup dünyada hemen hemen heryerde bulunan bakteriler, en fazla organik atıkların yoğun olduğu yerlerde ve sularda yaşarlar. Bununla birlikte; -90 derecelik buzullar içerisinde ve +80 derecelik kaplıcalarda yaşayabilen bakteri türleri de bulunur. Hava ve su damlacıkları aracılığıyla çok uzak mesafelere taşınabilirler. Bu tek hücreli mikroskobik canlıların hücre çekirdekleri, organel ve sitoplazmları vardır; ancak yüksek yapılı canlılardan bazı farklılıkları bulunmaktadır. Bölünerek çoğalma özelliği gösteren bakterilerde tek hücreden iki hücre oluşur. Hücreler yuvarlak, virgül veya spiral şeklindedir. Bazıları zincir şeklinde hücre kümeleri oluşturur. Kamçılı olup aktif hareket etme özelliği bulunduran ve dış etkenlere dayanıklı endospor oluşturan bazı bakteri türleri bulunmaktadır.
Virüslerin sebep olduğu hastalıklar nelerdir? Virüsler ne gibi belirtileri verir?
Genel enfeksiyon niteliğinde hastalık oluşturan virüsler, kan dolaşımı ile bütün vücuda yayılırlar. Bu sayede birçok doku ve organı etkilerler. Klinik bulgu olarak genelde ateş, kırgınlık, deride döküntüler gibi semptomlar oluşur (Çiçek, kızamık, su çiçeği enfeksiyonları gibi…). Primer olarak spesifik organlara yerleşerek hastalık oluşturan virüsler; kan dolaşımı, periferik sinirler veya diğer yollarla yayılarak yalnızca belirli organlara ya da dokulara yerleşip burada hastalık oluştururlar. Örneğin; poliomiyelit, kuduz gibi enfeksiyonlarda organizmaya giren virüs sinir sistemi hücrelerini enfekte ederek paralizi, menenjit, ensefalit gibi semptomlarla seyreden hastalık yaparlar. İnfluenza, Respiratuvar sinsityal virüsüne bağlı zatürre, bronşit ve farenjit gibi enfeksiyonlarda özellikle damlacık yolu ile vücuda giren virüs, solunum sistemi hücrelerine yerleşerek hastalık oluştururlar. Herpes simplex virüslerine bağlı uçuk oluşumu virüsün deriye ve müköz membranlara, Adenovirüs ve Herpesvirüslere bağlı konjuktivitler virüsün göze, hepatit virüslerine bağlı hepatitler virüsün hedef organ olan karaciğere, kabakulak virüsün tükrük bezlerine, Rotavirüs enfeksiyonları virüsün ağız yoluyla alınan virüsün sindirim sistemine ulaşmasıyla oluşan hastalıklardır. Yine; AİDS virüsünün oluşturduğu enfeksiyonlar da seksüel salgılarda bulunan virüsün cinsel ilişki sırasında bulaşmasıyla oluşan hastalıklardır.
Bakteriler hangi hastalıklara yol açar? Bakteriyel enfeksiyonların belirtileri neler?
Bakteriler, vücudun herhangi bir bölgesinde enfeksiyona neden olabilir. Bu canlıların insanlara geçişi hava, su, gıda veya hastalığı taşıyan ve yayan canlı tanımlaması için kullanılan vektörler vasıtasıyla gerçekleşebilir. Aynı zamanda birçok bakteri, enfeksiyon hastalığı oluşturmadan vücutta kolonize olabilir. Bu bakteriler, vücudun normal florasında yer alan bakteriler olarak sınıflandırılır. Bakteriyel bir hastalığın başlangıcında ve sonrasında hastalığın nasıl seyredeceğine dair fikir veren bazı kriterler mevcuttur. Bakterinin hastalık oluşturabilme kapasitesi, bulaşıcılığı ve zarar verme potansiyeline karşılık olarak bağışıklık sisteminin bakteriye karşı uygun cevabı oluşturabilme yeteneği, bakteriyel enfeksiyonun ne yönde ilerleyebileceğinin değerlendirilmesinde kullanılan kriterlerin başında gelir. İnsan vücudunun neredeyse tamamı bakteriler tarafından istilaya uğrayabilir. Bazı bakteri türleri vücudun sadece belirli doku ve organlarında hastalık oluşturma eğilimindedir. Akciğer tutulumuna bağlı olarak oluşan zatürre hastalığında nefes darlığı belirtisi oluşabilir. Beyini saran zar yapılarında bakterilerin çoğalması ve hastalık oluşturması ile baş ağrısı ve ense sertliği gibi belirtiler meydana gelebilir. Deri üzerinde kıl diplerinin bakteriler tarafından istila edilmesi sonucu apse olarak adlandırılan oluşumlar ortaya çıkabilir. Bakteri enfeksiyonları bazı durumlarda kan dolaşımına geçerek yayılımını genişletebilir. Vücudun her yerinde çoğalmasını sürdüren bakterilere karşı oluşturulacak savunma girişimleri, vücudun kaldırabileceğinden daha fazla bir etkiye neden olarak çoklu organ yetmezliğinin nedeni olabilir
Bakteri ve virüs arasındaki farklar neler?
- Virüsler, bakterilerden ve diğer mikroorganizmalardan daha küçüktürler. Virüsler, tek bir nükleik asit bulundurmakta olup ya DNA ya da RNA’dan oluşurlar. Bakterilerde ise hem DNA hem de RNA birlikte bulunmaktadır.
- Virüsleri metabolik aktivitelerini sürdürecek enzimleri bulunmamaktadır. Bu yüzden yaşamlarını sürdürebilmeleri için mutlaka canlı bir hücreye ihtiyaçları bulunur. Bakterilerin ise metabolik faaliyetlerini sürdürebilecekleri enzimleri bulunur; dolayısıyla hücre dışında da canlı kalabilmektedirler.
- Virüsler yalnızca canlı hücreler içerisinde replikasyon denilen, nükleik asidin kopyasının çıkarılması şeklinde; yani eşleşme yoluyla çoğalırlar. Bakteriler ise ikiye bölünerek çoğalırlar.
- Virüsler yalnızca canlı hücrelerin bulunduğu hücre kültürlerinde ya da embriyonlu yumurtada üreyebilirler. Buna karşılık bakterilerin çoğu cansız besleyici maddelerden hazırlanan yapay besiyerlerinde kolaylıkla üreyebilirler.
- Virüsler bakteriyolojide kullanılan filtrelerden küçük olmaları nedeniyle geçebilirler. Bakteriler ise, bu filtrelerden geçemezler.
- Virüslerde hücresel organellerin hiçbiri bulunmaz, bakterilerde basit hücre organelleri bulunur. Antibiyotikler, bakteriler üzerine etkili olup üremelerini durdurmakta ya da ölümüne yol açmaktadır. Virüsler ise antibiyotiklerin varlığından etkilenmez ve yaşamlarını sürdürebilirler.
Bakteri ve virüs arasındaki benzerlikler neler?
Bakteri ve virüslerin her ikisi de hemen hemen her yerde yaşamlarını sürdürebilir. Her ikisi de mikroskobik canlılardır. Yani her ikisi de uygun mikroskoplar yardımı ile görülebilir. Her ikisinde de nükleik asit bulunur. Yani DNA, RNA gibi yapılar her iki canlı türünde de ortak bir özellik olarak karşımıza çıkar. Virüs ve bakterilerin her ikisi de hastalık taşıyan mikroorganizmalardır.
Bakteriler ve virüslerin tedavisi nasıl olur?
Genel olarak enfeksiyon hastalıklarının tedavisi iki temel başlık altında incelenir: Özgün (antimikrobiyal) tedavi ve destek tedavileri. Antimikrobiyal tedavi doğrudan etkene yönelik tedavileri kapsar: Bazı virüslerde kullanılan antiviral tedavi ve bakteriyel enfeksiyonlarda kullanılan antibiyotik tedavisi gibi.. Hastalık sürecinde ortaya çıkan olumsuz durumların kontrolü ve giderilmesi amacıyla sıvı tedavisi uygulanması, hücresel temel elementlerden elektrolitlerin takibi ile birlikte vücut asit-baz dengesinin korunması, beslenme desteğinin verilmesi (gereğinde damardan veya burundan mideye ulaşan sonda yardımıyla), ateş ve ağrı gibi vücut savunma sistemimizin zararlı olabilecek yanıtlarını giderici antipiretik ve/veya antienflamauvar ilaçlar ve steroidlerin kullanılması, tansiyon değerlerinin normal seviyelerde tutulabilmesi için kan basıncını arttıran/düzenleyen vazopressörlerin kullanılması destek tedavileri başlığı altında virüs ve bakteri kaynaklı enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde giderek önem kazanmaktadır.