Paratiroit bezleriniz sağlıklı çalışıyor mu?

Paratiroit bezlerinin hangi hastalıklarına rastlanıyor?
Paratiroit bezlerinin az çalışmasına hipoparatiroidi, aşırı çalışmasına ise hiperparatiroidi deniliyor. Çok daha nadir rastlanan hipoparatiroidi, tiroit cerrahisi sırasında bu bezlerin yanlışlıkla çıkarılması, zedelenmesi ya da damarlanmasının bozulması sonucu görülüyor. Bu durum ellerde ve dudaklarda karıncalanma, ellerde felç benzeri kasılmalar ile kendini belli ediyor. Bu nedenle tiroit hastalıklarında cerrahi tedavi kararı alırken kanser korkusu ile aceleci davranılmaması ve objektif değerlere dayanarak karar verilmesi gerekiyor.
Hiperparatiroidinin tanısı nasıl konuluyor?
En basit test, kandaki kalsiyum ve paratiroit hormonu (parathormon) düzeylerine bakılması oluyor. Bu tahliller ile biyokimyasal tanı konulabiliyor. Ayrıca ultrason ve özel bir sintigrafi yöntemi ile bu yüksekliğin paratiroitten kaynaklanıp kaynaklanmadığı anlaşılıyor. Bazı durumlarda hiperparatiroidi semptomsuz da seyredebiliyor ve genç hastalarda sadece izlem yeterli olabiliyor. Ülkemizde D vitamini yetersizliğinin fazla olması paratiroit hormonunun yüksek çıkmasına neden olabiliyor. Eğer hastada D vitamini yetersizliği varsa önce bu konuya eğilmek gerekiyor.

Tiroit bezinin yanlarında bulunan ve adını bu konumundan alan paratiroit bezleri, sıklıkla tiroit bezleri ile karıştırılsa da vücutta bambaşka ve çok önemli görevler üstleniyor. Kandaki kalsiyum oranının normal aralıklarda kalabilmesi her insan için hayati önem taşıyor ve bu görevi paratiroit bezleri gerçekleştiriyor. 40 yaşın üzerindeki kadınlar çoğunlukta olmak üzere 600 kadında bir görülen paratiroit hastalıkları daha kapsamlı gerçekleştirilen check-up programları sayesinde artık daha kolay teşhis ediliyor. Paratiroidizm hakkında bilinmesi gerekenleri Amerikan Hastanesi Genel Cerrahi ve Endokrin Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Serdar Tezelman’a sorduk.

Paratioidin fonksiyonları neler?

Paratiroit bezleri, insanların yüzde 85’inde tiroit bezinin yanlarında ve arkasında ortalama 4 tane, 5-6 mm büyüklüğündeki bezler olarak tanımlanıyor. Bazı kişilerde bunların sayısı 3, bazılarında ise 5-6 olabiliyor. Çok küçük de olsalar bu bezlerin vücudun kalsiyum dengesini ayarlamak gibi önemli bir fonksiyonu bulunuyor. Kalsiyum ise kemik dokusu, sinir sistemi ile kalp kasından iskelet kasına kadar tüm kas fonksiyonları üzerinde etkili oluyor ve hayati önem taşıyor.

Tedavi nasıl gerçekleştiriliyor?

Hastaların çoğunda cerrahi tedavi uygulanıyor. Ancak paratiroit bezleri her hastada klasik yerinde olmadığı, hatta bazı hastalarda göğüs kafesine kadar inebildiği için cerrahın bezleri nerede arayacağını bilmesi; yani deneyimli bir endokrin cerrahı olması gerekiyor. Sıradan bir cerrahi işlem dört hastadan birinde başarısız sonuçlanıyor ve ikincil ameliyat gerekebiliyor. Ultrason ve özel sintigrafik yöntemle yeri iyi tespit edilen bezin çıkarılmasında minimal invaziv yöntem kullanılıyor ve 1,5 cm’lik bir kesiden girilerek hasta olan bez çıkartılıyor. Eğer bezlerin dördü de hasta ise geride sadece bir bezin yarısının bırakılması bile yeterli oluyor. Paratiroit bezleri tıpkı tiroit bezlerinde olduğu gibi ses tellerinin

bulunduğu bölümde yer aldığı için cerrahinin en önemli komplikasyonu ses kısıklığı oluyor. Cerrahinin ardından, eğer kemiklerde hasar yüksekse dışarıdan kalsiyum desteği almaya devam etmek gerekiyor.

Paratiroidizm hakkında bilinmeyenler

•Batılı ülkelerde çok sık görülmesine rağmen ülkemizde daha az rastlanması tanı konulmamasından kaynaklanıyor. Son yıllarda tarama programlarında kalsiyum düzeylerinin

de incelenmesi tanı alan hasta sayısını artırıyor.

• Adı nedeniyle tiroit bezleri ile karıştırılıyor. Tiroit bezleri metabolizmanın orkestra şefliğini üstlenirken, paratiroit bezleri kalsiyum dengesini yönetiyor.

• Paratiroit bezi kanseri çok nadir görülüyor ancak bu bezlerin az ya da çok çalışması sonucu oluşan metabolik etkiler de ölümcül olabiliyor.

• Özellikle 50 yaş üzerinde görülme sıklığı artıyor ve insan ömrünün uzaması hastalığın görülme sıklığını yükseltiyor.

• Paratiroit hastalıklarının belirtileri diğer birçok sistem hastalığının belirtileri ile karıştırılabildiği için doğru tanıda doktora büyük görev düşüyor.

Başa dön tuşu