Gözlük ve kontakt lenslerinden kurtulmak için dünyada her sene yüz binlerce kişi lazerle tedavi oluyor. Lazer tedavisi yeni bir yöntem değil, tüm dünyada 30 yıldan uzun bir süredir yapılıyor. Ne var ki pek çok kişi, sadece gözlerine bir şeyin ‘temas etmesi’ düşüncesinden bile rahatsız oldukları için bu tedaviden kaçınıyor. Tüm dünyada senelerdir başarıyla uygulanan ‘No Touch’ tekniği ile artık bu hastaların çekinmeden lazer tedavisi yaptırmaları ve gözlüklerinden, kontakt lenslerinden kurtulmaları mümkün. Veni Vidi Göz Merkezi Medikal Direktörü Dr. Ertan Sunay, ‘No Touch’ yönteminde gözün çizilmesi, gözden zar kaldırılması, gözden doku parçası çıkarılması gibi işlemlerin yer almadığını, gözün orijinal dokusunun tümüyle korunduğunu, sadece ışık tedavisi yapıldığını söylüyor. “No Touch lazer tedavisinde hasta sadece gözlerini açıp cihazdaki renkli bir ışığa bakıyor, o sırada ve saniyeler içinde lazer tedavisi gerçekleşiyor. Uygulama sırasında hasta rahatsızlık yaşamıyor, ağrı hissetmiyor, batma ve yanma oluşmuyor” diyen Dr. Ertan Sunay sözlerini şöylesürdürüyor: “Tedavi sırasında hastanın gözünü oynatması da bir soruna neden olmuyor, çünkü cihaz göze kilitleniyor ve hasta gözünü oynattığında tedavi o saniyede otomatik olarak duruyor. Hasta yeniden cihazdaki ışığa baktığında da tedavi kaldığı yerden otomatik olarak devam ediyor. Klasik lazer tedavisinde gözün ön kısmından ince bir zar kaldırılıyor ve bu zarın altındaki dokuya lazer uygulanıyor. Tedaviden hemen sonra bu zar yatırılıyor ve orijinal yerine yapışıyor. Bu süreç, hasta için tümüyle kolay değil. Klasik tedavide zarın kaldırılması için göz küresine bircihazın yerleştirilerek ciddi düzeyde vakum uygulanması gerekiyor ve bu işlem sırasında hasta rahatsızlık duyabiliyor. ‘No Touch’ tedavisinde bunlar genellikle yaşanmıyor. Klasik zar kaldırma yönteminde, tedaviden sonraki günlerde bu zarın kırışması, zarın altında iltihap gelişmesi gibi sorunlar oluşabilirken ‘No Touch’ tedavisinde bu sakıncalar ortadan kalkıyor.” ‘No Touch’ lazer tedavisinin en önemli avantajlarından biri de, göz dokusu ince olan kişilere de uygulanabilmesi. İnce dokulu gözlere klasik zar kaldırma yönteminin uygulanması mümkün değil. Zar kaldırarak yapılan klasik yöntemde, tedaviden sonra hastanın en az üç ay süreyle denize ve yüzme havuzuna girmesi yasaklanıyor ama ‘No Touch’ tedavisinden bir hafta sonra hastalar deniz ve havuza girebiliyor. Tedavi olan kişilerin dikkat etmeleri gereken tek şey, tedaviden sonra bir ay süreyle dışarıda güneş gözlüğü takmaları. Güneş gözlüğünün bina içinde takılması ise gereksiz. ‘No Touch’ tedavisinden sonra hastaların numarasız renkli kontakt lens kullanmalarında da hiçbir sakınca yok. Veni Vidi Göz Merkezi Medikal Direktörü Dr. Ertan Sunay, “Dünyadaki pek çok otorite, ‘No Touch’ yönteminin güvenli bir lazer tedavisi türü olduğunu savunuyor. Şu ana dek yaptığımız binlerce uygulamadan sonra, biz de aynı fikirdeyiz” diyor.
‘No Touch’ Lazer tedavisi kimlere uygulanabiliyor?
• 18 yaşın üzerindeki kişilere (üst yaş sınırı yok)
• Miyoplara (uzağı göremeyenlere)
• Astigmatlara (bulanık görenlere)
• Hipermetroplara (yakını göremeyenlere)
• Korneası ince kişilere
• Keratokonus hastalarına (Cross tedavisiyle birlikte)
• Kornea nakli geçirmiş ama astigmatı düzelmemiş hastalara
• Katarakt ameliyatından sonra göz numarası sıfırlanamamış hastalara
‘No Touch’ Tekniği ile
• Tedavi sırasında göze temas olmuyor.
• Göz çizilmiyor, kesilmiyor, gözden parça çıkarılmıyor.
• İnce göz dokusuna da uygulanabiliyor.
• Tedaviden sonra zar kırışması, zar altında iltihap gelişimi gibi sorunlar olmuyor.
• Tedaviden bir hafta sonra denize ve yüzme havuzuna girilebiliyor.