Yazı: Ayşegül Uyanık Örnekal
Vücudumuzdaki kirli kanın temizlenmek için kalbe ve akciğerlere yolculuğunu venler yani toplardamarlar sağlıyor. Bacak venleri bu görevini aşağıdan yukarıya, yerçekiminin aksi yönünde gerçekleştirdiğinden, içlerinde tek yönlü olarak çalışan kapakçıklar bulunuyor. Söz konusu kapakların bozularak, kanın geriye kaçması ise venöz yetmezlik olarak tanımlanıyor. Bu rahatsızlığın belirtilerine de varis adı veriliyor. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Semih Barlas, venöz yetmezliğin kendi haline bırakıldığında bacak damarlarında pıhtı oluşumuna zemin hazırlayabildiğinin altını çizerek; “Böylesi bir pıhtı ister bacağımızın en iç kısmında yer alan ana damarlarda (derin venöz trombüs-DVT), isterse daha yüzeyel damarlarda olsun, bulunduğu yerden kopacak olursa ilk ulaşacağı hedef akciğerler oluyor. Bu rahatsızlığa da pulmoner emboli (akciğer içinde pıhtı) deniliyor. Pulmoner emboli, çok ciddi bir tablo olmasının yanı sıra hayati risk de yaratıyor” diyor. Venöz yetmezlik ve tedavi yöntemleri hakkında merak edilenleri Prof. Dr. Barlas ile görüştük.
Venöz yetmezlik neden ortaya çıkıyor?
Uzun süre oturmayı veya ayakta durmayı gerektiren meslekler, aşırı kilo, ailede venöz yetmezlik bulunması, geçirilen gebelikler, yapılan doğumlar, tiroit bezi hastalıkları ve benzeri her türlü hormonal bozukluk, içinde hormon barındıran pek çok ilacın uzun süre kullanımı ve travmalar, venöz yetmezliğin başlıca nedenleri arasında sayılıyor.
Tanı nasıl konuluyor?
Venöz yetmezliğin tanısında ilk adım, toplumun bu konuda bilinçli olması! Ayak bileklerindeki şişlik veya çorap lastiği izi, kılcaldan kalına doğru farklı çaplarda olabilen damarların bacaklarda fark edilmesi ve huzursuzluk hissi ilk belirtiler arasında yer alıyor. Bu tür belirtilerin varlığında bir kalp-damar cerrahına başvurmak, fiziki muayenenin yanı sıra venöz doppler adı verilen ayrıntılı bir bacak ultrason incelemesi yapılması gerekiyor.
Fiziki belirtiler dışında, farklı sorunlar da görülebiliyor mu?
Hareketsiz kalındığında ayak tabanından dize doğru uzanan yanma, ağrı, çekme, dolgunluğun bacaklar oynatıldığında hafiflemesi, özellikle akşamları ayak veya bacaklara çok sık kramp girmesi, geceleri uyumadan önceki ilk yarım saatte ayakları yorgandan dışarı çıkartma, hareket ettirme veya altına bir şeyler koyunca rahatlama gereksinimi hastalığın konfor bozukluğuna ilişkin belirtilerini oluşturuyor. Diz altı veya bilek düzeyindeki çoraplar çıkartıldığında, özellikle lastik bölgesinde kaşıntı, kapakları geriye kaçıran venlerin alt bacakta yaratabileceği ayrı bir belirti olabiliyor. Bu kaşıntılar önce ciltte kızarıklık, ardından da aylarca iyileşmeyen yara oluşumlarının ilk habercileri arasında yer alabiliyor.
Peki nasıl tedavi ediliyor?
Kılcal varislerin tedavisi için yüzeyel köpük skleroterapi (VFS) kullanılırken, spagetti görünümlü damarlar olarak tanımlanabilecek 5 mm’den daha kalın çaplı varisler 1 mm’lik iz bırakmayan kesiler içinden, lokal anestezi altında “ambulatuvar flebektomi (AP)” yöntemiyle çıkartılıyor. Kılcal varislerin yüzeyel tedavisinde lazer uygulamaları, ağrılı olması ve eğer damar çapı genişse yanık izine yol açması yüzünden yüzeyel köpük skleroterapiye gerekli durumlarda ek olarak uygulanması ancak ilk tercih olarak kullanılmaması gerekiyor.
Varis tedavisinde evta yönteminin yerini anlatır mısınız?
Venöz yetmezlik tedavisindeki en önemli gelişme, hastalığın sadece bir görsel sorun olmaktan çıktığı ve yaşamsal risk doğurabilecek bir damar hastalığı haline geldiği durumlarda yaşanıyor. Genel veya epidural anestezi altında, dikiş gerektiren kesiler içinden, damarın boylu boyunca çıkartılmasını hedefleyen “stripping” adı verilen ameliyatın yerine yeni bir tedavi uygulanıyor. Kapakları geriye kaçırıp, venöz yetmezliğe yol açan damarın içine yüksek enerji verilmesi veya bir yapıştırıcının enjekte edilmesi prensibine dayalı bu yöntem “Endovenöz Trunkal Ablasyon (EVTA)” olarak tanımlanıyor.
Uygulama nasıl yapılıyor?
Doppler ultrason yardımıyla hasta damarların tam yeri ve sayısı belirleniyor. EVTA yönteminde, uyanık hastada lokal anestezi altında, ilgili damarın içine 1 mm çapındaki bir kateterle yardımıyla yüksek enerji veriliyor veya bir yapıştırıcı enjekte ediliyor. Sıklıkla, yüksek enerji kaynağı olarak radyofrekans veya lazer kullanılıyor. Yapıştırıcı enjeksiyonu, yakın dönemde tarif edilmiş ve gelecek vadeden bir yöntem olarak öne çıkıyor. Ancak kısa dönem sonuçları bilinmesine karşın uzun dönem sonuçları bilinmediği için radyofrekans ile lazer teknolojileri gibi yaygınlık kazanmadığını da söylemek gerekiyor. Ne şekilde olursa olsun, içeriden kapatılan ve iptal edilen damar, 8-12 ay içinde vücut tarafından emilip yok ediliyor ve yerine yandaş, sağlıklı venler hemen devreye giriyor.
Hastalar varis çorabı kullanıyor mu?
Gerek yüzeyel kılcal varislerin köpük ile tedavisi, gerekse bacağın iç bölgelerindeki daha büyük venlerin kapatılması sonrasında, iptal edilen damarın yeniden açılmaması için, bacağa belli bir süre dışarıdan basınç uygulanması önem taşıyor. Günümüzde rahat giyilebilen, kademeli basınç özellikleri sayesinde bacakta masaj etkisi yaratan “kademeli basınçlı çoraplar” kullanılıyor. İşlemlerden sonra 24 saat iki adet çorap üst üste kullanılırken, devamında 10-15 gün boyunca sadece gündüzleri tek kat olarak bu çorapların giyilmesi gerekiyor.
Her yaşta görülüyor
Venöz yetmezlik, sanıldığı gibi belli bir grupta sık görülen bir rahatsızlık değil. Ailesinde venöz yetmezlik tanısı konmuş olsun ya da olmasın, tedavi görmüş veya gereksinim duyulmamış olsun, hastalık belirtilerinin bulunduğu herkesin risk altında olduğunu belirten Prof. Dr. Semih Barlas, “Diğer yandan, daha önce saydığımız ve hastalığın oluşumuna zemin hazırlayacak mesleki, yaşamsal veya sağlık sorunlarına sahip olanlarda hastalığın ortaya çıkma olasılığı bulunuyor. Venöz yetmezliğin bir yaşlılık sorunu olmadığı gibi her yaşta görülebildiğinin de unutulmaması gerekiyor. Çeşitli araştırmalarda, kadınlarda varis görülme sıklığının yüzde 70-80, erkeklerde ise yüzde 30-40 oranında olduğu gösteriliyor” diyor.
* Formsante dergisinden alınmıştır.