Derleyen: Şebnem Topallar
Hava iyice soğudu. Etrafınızda sürekli burnunu çeken veya derinden öksüren insanlar var. Mikroplar resmen her yerde kol geziyor. Bu durumda ne yapmalısınız? Saat saat, gün gün hastalıktan kaçınma hilelerini, bağışıklık sistemini güçlendirmenin ipuçlarını ve soğuk algınlığına yakalandığınızda yapmanız gerekenleri bu yazıda bulabilirsiniz.
Soğuk algınlığını, başlamadan durdurun
Boğazınızda kaşınma ve ağrı mı hissediyorsunuz? Hastalık belirtilerini hissetmeye başladıysanız, işte önünüzdeki 24 saat içinde uygulamanız gereken plan.
Hemen başlayın
Sıvı takviyesi
Bol su, çay ve taze meyve suyu içmek hasta olduğunuzda vücudunuzun ürettiği mukusun incelmesine yardımcı oluyor. Mukus tabakasının incelmesiyle mikroplar vücudunuzdan kolayca çıkabiliyor.
Tuzlu suyla gargara
Bir kapta, yarım çay kaşığı tuz ve ılık suyu karıştırın. Hazırladığınız solüsyon bakterilerin ve virüslerin uzaklaşmasına yardımcı oluyor. Mukus ve tahriş eden maddelerin temizlenmesine ve boğazınızı yatıştırmaya katkı sağlıyor.Tuz, boğazınızın dokularından fazla suyu çekerek iltihabı azaltıyor.
Sıcak bir duş
Sıcak nem, burun kanallarını temizlemeye yardımcı oluyor. Ayrıca tuz içerikli burun spreyi kullanmayı deneyebilirsiniz. Araştırmalar, burun spreylerini erken kullanmanın soğuk algınlığı etkilerini azaltabildiğini gösteriyor.
2 Saat içinde
Bir kaşık bal
Balın antimikrobiyal olduğuna inanılıyor ve bal boğazınızı kaplayarak, rahatlamanızı sağlıyor. Bazı uzmanlar, balın öksürüğü tedavi etmede tıbbi ilaçlar kadar başarılı olduğunu düşünüyor.
Eczacınıza danışmak
Akan burnunuz için bir antihistaminik alın. Tabii antihistaminik ilaçlar yan etki olarak uyku getirebiliyor. Enerjinizi korumak istiyorsanız dekonjestanlar içeren, uyku getirici bileşenler içermeyen bir formül deneyebilirsiniz.
6 Saat içinde
Dinlenme
En iyi seçenek evde kalıp biraz dinlenmeniz. Böylece vücudunuz tüm enerjisini virüslerle mücadele etmeye odaklayabiliyor. Eğer bir günü dinlenmeye ayıramıyorsanız, iş arkadaşlarınızla temastan mümkün olduğunca kaçının. (Soğuk algınlığının başlangıcında, vücudunuz bulaşıcı hastalıklara daha yatkın oluyor.)
Sıvı tüketimi
Gün boyunca en az iki litre su ve diğer sıvıları tüketmeniz öneriliyor. (Tavuk çorbası içebilirsiniz.)
Tempolu bir yürüyüş
Yürüyüş ya da hafif bir yoga antrenmanı güçlenmenizi sağlıyor. Hafif egzersizler, bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. Kan akışınız artınca, kendinizi daha iyi hissedersiniz.
Akşam
Dengeli bir öğün
İyi bir protein kaynağı, bol sebze ve tam tahıllı besin maddelerini içeren bir öğün, bağışıklık sisteminizin işini yapmasına yardımcı oluyor.
Erken yatmak
Araştırmalar, geceleri yedi saatten daha kısa süre uyuyan insanların, en az sekiz saat uyuyan insanlara oranla soğuk algınlığına daha duyarlı olduğunu gösteriyor.
Sonraki gün
Tekrarlama
Bu rutini elinizden geldiğince uzun süre takip edin. Fakat bir önceki günden daha kötü hissediyorsanız doktorunuza görünmenizde fayda var. Ek tedavi gerektirecek grip veya başka bir enfeksiyona yakalanmış olabilirsiniz.
Grip aşısı olmalı mı?
Aşı, hastalığa yakalanmayacağınızın garantisi değil. Grip virüsünün birden fazla türü bulunuyor ve uzmanlar o yıl hangi virüs türünün yayılacağından emin olamıyor. Yine de aşı olmak, en iyi korunma yöntemlerinden biri olarak kabul ediliyor. İngiltere’de yapılan bir çalışmada, sabah 09.00-11.00 arasında aşılanan kişilerde, öğleden sonra aşılanan kişilere oranla daha yüksek antikor oluşumu görüldü.
Temizlik şart!
Etrafta temizlik takıntısı olan insanlarla belki dalga geçtiğiniz olmuştur. Ancak etrafta mikroplar kol gezerken bu insanlardan öğrenmeniz gereken şeyler var.
1. Elleri sık sık yıkamak
Son araştırmalara göre, sabunla 10 saniye ovalamak ve daha sonra su ile köpürtmek, genellikle ellerinizden mikropları temizlemek için yeterli olarak kabul ediliyor.
2. Ortamı havalandırmak
Odaya girecek biraz temiz hava, içeride dolaşan partiküllerin sirkülasyonda kalmasını sağlıyor ve bu partikülleri soluma ihtimaliniz azalıyor.
3. Yüzünüze dokunmaktan kaçınmak
Bu başlığı okurken “ne alaka” diyebilirsiniz ancak bu kural düşündüğünüzden daha zor: Ortalama bir kişi, saatte birkaç kez burnuna ya da ağızına dokunuyor. Ancak bu alışkanlığı kırmak için uğraşmaya değer. Yüzünüze dokunmamak, hasta olma olasılığınızı büyük ölçüde azaltıyor.
Soğuk algınlığıyla mücadelede sizden gelen öneriler:
“Benim stratejim, sadece kısa bir şekerleme için bile olsa yeterince uyku almak için daha çok çaba harcamak. Doktorum, vücudumuzun virüslerle savaşan hücrelerinde bir bağışıklık tepkisi uyandırmak için yedi-sekiz saat uykuya ihtiyacı olduğunu söyledi.” Zehra T.
“Limonlu ve ballı, sıcak yeşil ya da siyah çay içiyorum. Çay içmek ve buharda nefes almak, burundaki kıl köklerini uyararak daha etkili bir şekilde mikropları uzaklaştırıyor. Limon, mukus tabakasını inceltirken, bal antibakteriyel etki gösteriyor.” Melike G.
“Eğer hapşıran ya da öksüren birisinin yanından geçiyorsam, onun çevresinden 6-10 adım uzaklaşana kadar, az az ve sakince nefes alırım.” Selin B.
* Formsante dergisinden alınmıştır.
