Yazı: Ayşegül Örnekal Uyanık
Vitamin ve mineraller vücut için en gerekli maddeler arasında yer alıyor. Grubun en tanınanı C vitamini olsa da B grubu vitaminlerin de adından sıkça söz ediliyor. En çok da B12 vitamininden, neden mi? Modern yaşam, bize türlü olanaklar sunuyor. Bilgisayarlar, sanal ajandalar, içinde sayısız bilginin saklanabildiği akıllı telefonlar ve tabii ki internet tüm verileri altın tepside sunuyor bize. Hal böyle olunca da hafızamızı zorlamaya ve kullanmaya çok da ihtiyaç duymuyoruz. Ardından da herkes unutkanlıktan dem vuruyor. İnsanları, isimleri, adresleri, telefon numaralarını unuttuğunu söylüyor. Bu belki bizim belki de vücudumuzdaki birtakım maddelerin eksikliğinden kaynaklanıyor. Akla ilk gelen de B12 vitamini oluyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Müjdat Kara, bu vitamini şöyle tanımlıyor: “Suda eriyen vitaminlerden olan B12, korinoidler (corinoids) olarak adlandırılan bir gruba üye. Mideden salgılanan intrinsik faktöre (IF) bağlanan bu vitamin, ince bağırsaklardan emilerek karaciğerde depolanıyor.” Yrd. Doç. Dr. Kara’dan B12 vitamini hakkında merak edilenleri diğer bilgileri öğrendik.
Bu vitaminin sağlık açısından önemi nedir?
B12 vitamini, vücudumuzda birçok metabolik olayın sağlıklı gerçekleşebilmesi için düzenleyici rol oynuyor. Özellikle sinir sistemi fonksiyonlarının sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi ile DNA sentezi açısından büyük önem taşıyor.
En güçlü B12 vitamini kaynakları neler?
Genellikle hayvansal gıdalarda bolca bulunuyor. Sebzelerde olmadığı için et tüketmeyenler ile vejetaryenlerde B12 eksikliğine sıkça rastlanıyor. Doğadaki kaynağı bakteriler olan bu vitamin, insanlarda ve hayvanlarda kalın bağırsaktaki bakteriler tarafından oldukça fazla miktarda üretiliyor. Ancak bağırsakta üretilen B12 vitamininin emilimi olmuyor ve büyük çoğunluğu dışkıyla atılıyor. Etin kaynatılması ve pişirilmesi büyük kayıplara yol açmadığı gibi haşlama sırasında B12 vitamininin yaklaşık yüzde 30’u haşlama suyuna geçiyor. Karaciğer, et, deniz ürünleri, daha az miktarda olmak üzere süt ve süt ürünleri güçlü B12 kaynakları arasında yer alıyor. Bitkisel gıdalar B12 vitamini içermediği gibi, kurutulmuş ürünler de bu vitaminin aktif olmayan bazı metabolitlere dönüşmesine ve etkisini kaybetmesine yol açıyor.
En sık hangi nedenle B12 vitamini eksikliğine rastlanıyor?
İlk sırada vejetaryen ya da vegan beslenme sonucu gerektiği kadar B12 içeren besinlerin tüketilmemesi geliyor. Bazen de yeteri kadar B12 vitamini içeren besinler alınsa da vücuttaki emilimi yetersiz olabiliyor. Bu tabloya en sık “pernisiyöz anemi” adı verilen bir hastalık yol açıyor. Temel patoloji, otoimmün bir mekanizma ile gelişen atrofik gastirit ve IF eksikliğine bağlı B12 emilememesi durumundan kaynaklanıyor. Kalıtsal özelliği bulunan hastalığın klinik bulguları, genellikle 35 yaş sonrasında ortaya çıkıyor. Bunun dışında çeşitli dış etkenlere bağlı gelişen gastritler (bazı ilaçlar, sigara, aşırı alkol kullanımı gibi…), birtakım parazit enfeksiyonları, gastroenteritler, bağırsak hastalıkları, mide-bağırsak operasyonu sonrası gibi durumlarda B12 eksikliği görülebiliyor.
Eksikliği ne tür sorunlara yol açıyor? Hangi belirtilerle kendini gösteriyor?
B12 vitamini depoları dolu bir kişide, diyetsel eksiklik başlamışsa belirtilerin ortaya çıkması ortalama bir-üç yıl sürebiliyor. Yani B12 depoları dolu ise belirtilerin kısa bir sürede ortaya çıkması beklenmiyor. Eksikliği genel olarak hematolojik, gastrointestinal, nörolojik ve psikiyatrik bozukluklara neden olabiliyor. Sıklıkla; anemi, halsizlik, yorgunluk, efor dispnesi, dilde ağrı, uyuşma, iştahsızlık, tat duyusunun azalması, şişkinlik-gaz gibi dispeptik şikayetler ile ishale rastlanabiliyor. Ayrıca saç ve vücuttaki diğer tüylerde dökülme, ayaklarda uyuşma, karıncalanma, denge bozukluğu, baş dönmesi, hafıza bozuklukları, unutkanlık, konsantrasyon eksikliği, depresyon, çocuklarda öğrenme güçlüğü, erkeklerde empotans ile yaşlılarda demansla kendini gösteriyor.
Kişi hangi şartlarda hekime başvuruyor?
Hastaların hekime başvurmasına yol açan en belirgin şikayetler; halsizlik, yorgunluk, unutkanlık, konsantrasyon kaybı, el-ayak uyuşmaları ile karıncalanma hissi oluyor. Ancak zaman zaman başka sağlık sorunları tetkik edilirken veya check-up taraması yapılırken tesadüfen de ortaya çıkabiliyor. B12 vitamini eksikliği tespit edilen kişilerde eğer neden otoimmün sebeplere bağlıysa besinsel destekle kalıcı düzelme sağlamanın mümkün olmayacağının hasta tarafından bilinmesi önem taşıyor. Çünkü bu hastalarda B12 vitamin desteği tekrarlıyor. Bu nedenle B12 düzeylerinin belirli aralıklarla ölçülmesi ve gerektiğinde replasman tedavisi uygulanması gerekiyor.
Türkiye’de ve dünyada B12 vitamini eksikliğine çok rastlanıyor mu? Bu konuda riskli gruplar var mı?
Yapılan çalışmalara göre; 65 yaş üzerindeki yaklaşık her iki kişiden birinde B12 vitamini eksikliği gözleniyor. Özellikle mide-bağırsak hastalığı ile bu nedenle operasyon geçirmek, vejetaryen-vegan beslenmek ve bazı otoimmün hastalıklar B12 vitamini eksikliğine zemin hazırlıyor.
Eksikliği halinde gıda dışında vitamin takviyesi de almak gerekiyor mu?
Hafif eksiklikler dışında gıda takviyesi yanında çoğu zaman oral veya iğne formları ile eksik B12 vitamininin tamamlanması gerekiyor.
Unutkanlığın nedeni her zaman B12 değil!
Son yıllarda her tür unutkanlık, B12 vitamini eksikliği ile ilişkilendiriliyor. Peki gerçekten de öyle mi? Yani vücudumuzda dolaşan bu vitamin zihnimizi böylesine etkiliyor mu? Yrd. Doç Dr. Müjdat Kara, bu soruyu şöyle yanıtlıyor: “Unutkanlık nedenleri arasında B12 vitamini eksikliği ilk sıralarda yer alıyor ancak her unutkanlık şikayetini buna bağlamak doğru değil. Öte yandan, unutkanlık şikayeti olan kişilerin mutlaka değerlendirilmesi ve B12 düzeyinin >400 pg/ml’nin üzerine çıkarılması önem taşıyor.”
* Formsante dergisinden alınmıştır.