Mantar enfeksiyonuna dikkat

Özellikle havuzlar, plajlar, jimnastik kulüpleri, güzellik salonları gibi ortak kullanım alanları mantar hastalığı için riskli gruplar arasında.  Mantar hastalığı genellikle kıl, deri ve tırnak gibi dokulara yerleşen, kaşıntı, kızarıklık, sulanma ve pullanma şeklinde kendini gösteren bir iltihap türü olarak tanımlanıyor. Mantar hastalığını oluşturan mikroorganizmaların üremek için sıcağa ve neme ihtiyacı olduklarını vurgulayan Elab Laboratuvarları Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Zerrin Beykal; “Mantar hastalığı doğrudan kişiden kişiye temas veya ortak kullanılan eşyalarla bulaşır. Ayakların ve ellerin nemli ve ıslak bırakılması, yıkamadan ya da havuz ve denizden sonra yeterince kurulanmaması, özellikle yaz aylarında kapalı ayakkabıların giyilmesi, yaz aylarında derinin uzun süre terden arındırılmaması, kişisel hijyene özen gösterilmemesidir. Özellikle havuz ve plaj gibi ortak kullanım alanları mantarın yayılımı için çok uygun alanlardır” dedi.

Mantarın vücutta sıklıkla tırnak, kasık, baş, vücut ve genital bölgede görülüyor. Mantar tırnakta kalınlaşma, renk değişimi, sertleşme ve kırılmalar şeklinde belirte verirken, kasıkta ise kaşıntı, kızarıklık ve su toplanması şeklinde görülüyor. Vücudun her bölgesinde pullu, kızarık halkalar şeklinde kendini gösterebiliyor. Genital mantar ise kadınlarda oldukça sık rastlanıyor. Kişide beyaz renkli süt kesiği kıvamında vaginal akıntı, kaşıntı ve yanma gibi şikayetler oluşuyor.

Kanser hastaları ve hamileler daha dikkatli olmalı

Mantar hastalığı bağışıklık sistemi baskılanmış AIDS ve kanser hastalığında, gebelikte, diyabet hastalarında daha sık görülüyor. Mantar hastalığının teşhisi için mantardan şüphelenilen bölgeden parça alındığını anlatan Dr. Beykal; “Parça alınan bölgenin üzerine özel bir ilaç damlatılarak mikroskopta incelenir. Ayrıca mantar kültürü yapılarak da tanı konur. Tedavisi için bazı haplar ve kremler mevcuttur. Ancak uzun süreli tedavi gerekir” diyor.

Başa dön tuşu