Konjonktivit halk arasında pembe göz yada pink eye hastalığı olarak da bilinir. Konjonktivit göz hastalığı birçok nedenden dolayı oluşabilir.Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Sezer Hacıağaoğlu konjonktivit belirtileri, nedenleri, teşhisi, tedavisi ve konjonktivitten korunma yollarına dair merak edilenleri anlattı.
Kırmızı göz hastalığı olarak da bilinen konjonktivit nedir?
Konjonktivit; göz yüzeyinde bulunan konjonktiva zarının enfeksiyon veya alerji nedeniyle hasarlanmasıdır. Oluşan bu hasara en sık bakteriler, virüsler veya alerjenler neden olmaktadır.
Konjonktivit belirtileri nelerdir?
Konjonktiva yüzeyindeki damarlarda meydana gelen inflamasyona bağlı olarak, göz yüzeyi kızarık, kapaklar ödemli hale gelebilir. Bu nedenle bu hastalığa halk arasında “kırmızı göz” de denmektedir. Konjonktivit nedene bağlı olarak farklı belirtiler gösterebilir. En yaygın konjonktivit nedeni olan bakteriyel konjonktivitlerde; gözlerde kızarıklık, pürülan (sarı-beyaz renkli) akıntı, sabahları göz kapaklarında yapışma görülmektedir. Virüslere bağlı konjonktivitlerde gözlerde kızarıklık, aşırı sulanma, batma, yabancı cisim hissi ön plandadır. Alerjik konjonktivitlerde ise; kaşıntı, sulanma en sık belirtilerdendir.
Konjonktivit bulaşıcı mıdır?
Bakteriyel ve viral konjonktivitler bulaşıcı olabilmektedir. Kış aylarında daha çok canlı kalabilen virüsler; toplu taşıma araçları, alışveriş merkezleri, kreşler gibi kapalı mekanlarda temasın artmasına bağlı olarak daha çok bulaşmaktadır. Viral konjonktivit nedenlerinden özellikle “adenoviral konjonktivit” temas edilen yüzeylerden, öksürme veya hapşurma ile havadan çok hızlı bulaşmakta ve ev içi salgınlara neden olabilmektedir. Alerjik konjonktivitler ise toz, polen, akar maruziyetine bağlı olarak kişide ortaya çıkan, sıklıkla mevsimsel özellik gösteren ve bulaşıcı olmayan bir konjonktivit tablosuna neden olmaktadır.
Konjonktivit tanısı nasıl konur?
Konjonktivitlerde etkene yönelik bir tedavi planı yapılması gerektiği için mutlaka bir göz hastalıkları uzmanı tarafından muayene gerekmektedir. Tanıda göz muayenesinde rutin olarak kullandığımız biyomikroskop muayenesi yeterli olmaktadır.
Konjonktivite tedavi yaklaşımı nasıl olmalıdır?
Tedavi nedene yönelik planlanmalıdır. Bakteriyel konjonktivitler, antibiyotikli damlalara hızlı yanıt vermekte ve hastalık kendini çabuk sınırlandırmaktadır. Viral konjonktivitlerde antibiyotiklerin faydası bulunmamakta, tedavide sıklıkla semptomlara yönelik suni gözyaşı damlaları, kapaklara soğuk uygulama gibi rahatlatıcı yöntemler önerilmektedir. Alerjik konjonktivitlerde ise; alerjenin seyreltilmesi ve semptomların giderilmesi için koruyucu içermeyen suni gözyaşları, kısa süreli kortizonlu damlalar ve anti-alerjik damlalar kullanılmaktadır.
Konjonktivitler tedavi edilmezse ne olur?
Bu dönemde oldukça artan adenoviral konjonktivit vakaları; iyileşme sürecinde kornea yüzeyinde kalıcı izler bırakabilmektedir. Bu kalıcı izlerin görme kaybına yol açabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle adenoviral konjonktivitler erken dönemde tanınmalı, mutlaka göz hastalıkları uzmanı kontrolünde tedavi ve takip edilmelidir.
Konjonktivitten korunmak için neler yapmalıyız?
- Bulaşıcı enfeksiyonlarla nasıl baş etmemiz gerektiğini toplum olarak öğrenmiş bulunuyoruz. Enfeksiyon nedenli konjonktivitlerden de korunmak için ilk alınması gereken önlem ellerin göz ile temasını sıfıra indirmektir. Ellerin herhangi bir yüzeye teması sonrası ise, su ve sabunla en az 20 saniye boyunca yıkanması veya en az %60 alkol oranına sahip dezenfektanlar ile temizlenmesi gerekmektedir.
- Gözlerde sulanma veya akıntının olduğu durumlarda ev içi bulaşı önlemek için tek kullanımlık kâğıt mendiller kullanılmalı, ortak havlu, yastık gibi eşyaların kullanımından kaçınılmalıdır.
- Ayrıca bu dönemde kontakt lens kullanımına mutlaka ara verilmeli, enfeksiyon geçtikten sonra yeni kontakt lensler kullanılmalı ve göz çevresine uygulanan makyaj ürünlerine bir süre ara verilmelidir.