Uzmanlara göre yüksek yoğunlukta interval antrenmanı, aerobik egzersiz, ağırlık antrenmanı, yoga, spor veya spora özgü aktiviteler, beyindeki farklı fonksiyonların geliştirilmesini sağlıyor. Hafıza ve yön bulmadan, kompleks düşünme, problem çözme, akıl yürütme ve birden fazla işle uğraşmaya kadar pek çok konuda işlevi olan bölgeler harekete geçiyor. Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi (SABİF) Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Doç. Dr. Defne Kaya, uzun yıllar sağlıkla yaşamak için fiziksel aktivitenin hep yaşamın içinde olması gerektiğini belirterek egzersizin beyin fonksiyonlarını geliştirmede de önemli katkıları olduğuna dikkat çekerek şu bilgileri verdi;
Yürüyenin kalbi daha güçlü oluyor!
“Kas iskelet sistemini geliştirmek, kalbi daha güçlü bir hale getirmek için gün içinde en az 30 dakika tempolu yürüyüş ve haftada en az üç gün egzersiz yapmalısınız. Çünkü yürüyüşle kalbinizi daha güçlü hale getirir, karın yağlarınızdan kurtulur, ağırlık ile egzersiz yaptığınızda kas ve kemiklerinizi güçlendirir, yoga ile hem ruhunuzu sakinleştirir, kendinize dönersiniz hem de kaslarınızın boyunu uzatırsınız. Uzun yıllar sağlıkla yaşamak için fiziksel aktivite çok kıymetli bir mücevher gibi hep yaşamınızda olmalı. Aktif bir yaşam, istediğiniz/keyif aldığınız herhangi bir egzersiz veya sporu yaparak, kendinize sağlayabileceğiniz harika bir yatırımdır” diyen Doç. Dr. Defne Kaya’ya göre, eski çalışmalar özellikle aerobik egzersizin, beyne daha fazla oksijen ve büyüme faktörü taşıdığını böylelikle demans ve depresyonu azalttığını ayrıca hafızayı da güçlendirdiğini belirtmekteydi. Yeni çalışmalar ise egzersizin beyindeki bazı fonksiyonları çok ciddi oranda geliştirdiğini gösteriyor.
5 farklı tip egzersizle beynimizde neler olur?
Hem kendimiz hem de sağlığımız için yaptığımız egzersiz, beyinde çok önemli etkiler oluşturuyor. Peki, en az 30 dakika boyunca yüksek yoğunlukta interval antrenman, aerobik egzersiz, ağırlık antrenmanı, yoga, spor veya spora özgü aktivite yaptığımızda beynimizde neler oluyor?
Yüksek yoğunlukta interval antrenmanı: Belirlenen farklı hız ve dinlenme aralığından oluşan ve % 80-95 aerobik kapasitede yapılan egzersiz Hipotalamusumuzu uyarır: İştahımızı kontrol altına alırız. Kilo kontrolü için harika bir şey bu. Hipotalamusun ayrıca kontrolsüz istek ve bağımlılığa da olumlu etkisi var. Madde kullanım bozukluğu (alkol, uyuşturucu, sigara vb) tedavisinde yüksek yoğunlukta interval antrenmanı güzel bir seçenek olabilir. Unutmamakta fayda var, hipotalamusunuzu uyaran yüksek yoğunlukta interval antrenmanını bir yaşam felsefesi haline getirerek, beyninizi yaşınızdan daha genç bir beyin gibi çalışmasını sağlayabilirsiniz.
Aerobik egzersiz: Yürüyüş, koşu, yüzme, bisiklet gibi aktiviteler aerobik egzersiz için uygundur ve uygun sürede ve tempoda yaptığımızda Hipokampusumuzu uyarır: Hafıza ve yön bulmada görevli olan hipokampus aynı zamanda hareketlerin davranış biçimine dönüşmesine çalışan limbik sisteminde de rol alır. Haftada üç gün aerobik egzersiz yapan kişilerde hipokampüslerinin daha geniş, hafıza testlerinin daha iyi olduğu gösterilmiştir. Hipokampusun Alzheimer’da ilk etkilenen bölgeden biri olduğunu da vurgulamak isterim. Ayrıca aerobik egzersizin, özellikle tempolu yürüyüşün, dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarda çok etkin sonuçlar aldığını gösteren çalışmalar bulunmaktadır.
Ağırlık kaldırma: Hem kendi vücut ağırlığınızla hem de kum torbası, elastik bantlar, ağırlık ekipmanları, egzersiz istasyonlarında kaslarınızı kuvvetlendirmek için yaptığınız ağırlık antrenmanları beynimizin ön kısmındaki Prefrontal korteksi uyarır: Kompleks düşünme, problem çözme, akıl yürütme, birden fazla işle uğraşmadan sorumlu prefrontal korteks, en üst düzeydeki davranışların bütün bileşenlerinin bağlantılarını yapar ve onları bütünleştirir, duyu ve kas iskelet sistemi arasındaki geri bildirim döngülerini ve bağlantılarını sağlar. Sınavlara hazırlanan çocuklar için aerobik egzersizin başarı için harika bir yardımcı olacağını düşünüyorum. Ağırlık kaldırma ve aerobik egzersizleri kombine ederseniz insülin benzeri büyüme faktörünün salınmasını uyarırsınız. Bu da beyin hücreleri arasındaki iletişimi geliştirir, yeni nöron ve kan damarlarının gelişmesini sağlar.
Yoga: Yoga yaptığımızda beynimizde üç ayrı bölge etkilenir:
1- Beynin ön tarafında bulunan ve bilinçli düşünme, dikkat, plan yapma, dürtülerin kontrolü gibi bir çok önemli fonksiyondan sorumlu Frontal lob,
2- Arzu ve nefret, gurur ve aşağılama, suçluluk ve özür dileme gibi sosyal duyguların kaynağı olan, ahlaki içgüdü, empati ve müziğe karşı duygusal tepkiyi arttırmada görevi olan, aynı zamanda vücudun taleplerine de cevap veren (çok açken ikinci bir sandviç yemek istememiz, üzgünken sigara ya da kokaine sığınmak gibi) duygu ve düşüncelerin bütünleştiği alan olan İnsula,
3- Korku ve anksiyete başta olmak üzere duygu denetiminden sorumlu olan Amigdala. Zaten Sanskritdilinde de yoga, “kontrol etmek”, “boyunduruk altına almak”, “kavuşma”, “bir araya gelme”, “birlik”, “karşılaşma”, “yöntem” veya “birleştirmek” anlamına gelen “yuj” sözcüğünden türemiştir. Beyindeki bu çoklu merkez bölge uyarılarının etkisi ile o yüzden yoga bizi dengeler, güçlendirir, günlük yaşamın kalitesini artırır ve bedenimizi hem ruhsal olarak hem de fiziksel olarak uyandırır, düzenli uygulayan kişiler bedensel, zihinsel ve ruhsal anlamda bir bütünlük hissi ile yaşama sarılırlar. Bu stresli ve yoğun iş temposunda harika bir “antidepresan” değil mi? Üstelik hiçbir yan etkisi de yok.
Spor ya da spora özgü aktivite: Spor yapmak için sadece kassal kuvvet yeterli değildir. Hem bedenen hem de zihinsel olarak birçok fonksiyona sahip olmak gerekmektedir. Bunun tam tersi, spor yapmak hem bedeni hem de zihnimizi geliştirir. Bunu nasıl yapar: Yoga beyinde dört önemli bölgeyi etkiler:
1- Kompleks düşünme, problem çözme, akıl yürütme, birden fazla işle uğraşmadan sorumlu Prefrontal korteksi,
2- Dikkat, karmaşık hareketlerin uygulanması ve yönetilmesi, aktivite-hareket ve işler arasında geçişlerin kontrolü, hareketin hızının kontrolü, yavaşlama ve baskılama gibi çok önemli fonksiyonlardan sorumlu Bazal ganglionu,
3- Beynimizin yan kısmını oluşturan ve çeşitli duyu organlarından gelen bilgileri birleştirmede önemli rol oynayan, ayrıca nesnelerin kullanılması ve bazı mekansal görüş işlemelerinde görevi olan Parietal lobu,
4- Vücudun denge organı olan ve dikkatin sağlanmasında da etkin olarak çalışan Serebellumu (yani beyinciği). Geniş hipokampus ve bazal ganglion alanına sahip çocukların daha dikkatli olduğu, davranışlarını daha iyi kontrol ettiği, çoklu iş ve fonksiyonları geliştirmede yaşıtlarına oranla daha başarılı ve üstün olduğu günümüz çalışmalarında vurgulanan önemli bulgulardandır. Çocuklarımızı, yalnızca fiziksel olarak değil, zihinsel, bilişsel, duyusal ve davranışsal gelişimini artırmak amacıyla uygun spor dalına yönlendirmek, onlara bırakılabilecek en büyük miras olacaktır.”