Genellikle ses kalitesindeki herhangi bir değişikliği tanımlamak için ses kısıklığı ifadesini kullanırız. Ses kısıklığı çeşitli sebeplerden meydana gelebiliyor. Ses kısıklığının nedenleri, tedavisi ve tüm merak edilenleri Amerikan Hastanesi Kulak Burun Boğaz, Baş ve Boyun Cerrahisi Doç. Dr. Erkhan Genç anlattı.
Ses kısıklığı nedir?
Ses, akciğerlerimizden gelen havanın gırtlağımız tarafından oluşturulan titreşimleriyle çıkartılır. Sesin çıkartılabilmesi için gırtlak kaslarının, gırtlağı kaplayan dokuların ve gırtlak adalelerini hareket ettiren sinirlerle bu sinirlerin çalışmasını sağlayan beyin ve beyin sapı yapılarının sağlam olması gerekir.
Ses kısıklığı toplumda kişileri hayatlarının bir döneminde etkileyebilir ve sık rastlanan bir sağlık sorunudur. Sesin kısılmasının sebepleri arasında rahatlıkla önlem alınabilecek sebepler olduğu gibi, eğer zamanında önlem alınmazsa ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek derecede önemli sorunlar da olabilir. Ses kısıklığına neden olabilecek hastalıkları, eksiklikleri veya davranış bozukluklarını bilirsek, ses kısıklıklarını önlemek ve etkin tedaviyi yapmak mümkündür.
Ses kısıklığı neden olur?
Larenjit, en sık karşılaşılan ve ses çıkartmada değişikliğe yol açan hastalıktır. Gırtlağın yani “larinks”in rahatsız olma durumuna işaret eden bir sözcüktür. Bu rahatsızlık alerji, virüs veya bakteriye bağlı enfeksiyon, reflü gibi asit yakması, çok sıcak/çok soğuk yiyecek ve içecekleri tüketme veya sesi kötü kullanmaya bağlı olabilir. Alerjinin önlenmesi ve antialerjik ilaçlar kullanılması alerjiye bağlı larenjiti engelleyebilir. Larenjit eğer enfeksiyona bağlıysa, bakteri enfeksiyonlarında antibiyotik kullanarak tedavi mümkündür.
Gırtlağı en fazla rahatsız eden durumlardan biri de asit reflüsüdür. Akşam yemeklerinin erken yenmesi, yemek yedikten sonra 3 saat aç kalmaya dikkat etmek, başımız yaklaşık 30 derece yukarıda olacak şekilde yatmak ve reflü ilaçları kullanmak, reflü nedeniyle gelişebilecek olan larenjiti engeller. Ayrıca reflü yaptığı bilinen alkol, sigara, kahve, kızartmalar, mayalı yiyecekler, çiğ sebze ve meyveler gibi yiyecekleri tüketirken de çok dikkatli olmamız gerekir. Çok yüksek sesle bağırarak konuşmak, çok konuşmak, ses tellerini nemlendirmek amacıyla yeterince su almamak larenjite ve dolayısıyla ses kısıklığına yol açabilir. Bu durumu önlemenin en güzel yolu, tane tane ve alçak perdeden konuşmak ve bol su içerek ses tellerinin nemli kalmasını sağlamaya çalışmaktır.
Hangi hastalıkların belirtisidir?
Ses tellerinde gelişebilecek olan polipler, nodüller veya kistler de ses kısıklığına yol açabilen hastalıklardandır. Bu tarz sorunların temelinde, yine sesin kötü kullanımı, asit reflüsü, sigara, alkol gibi ses tellerini rahatsız edebilecek maddelerin yaygın kullanımları olabilir. Ses tellerinde gelişen polip, nodül veya kistlerin tümör olmadığını ve kanserleşme olasılığı bulunmadığını bilmek gerekir. Tüm bu oluşumların tedavisi cerrahi yolladır ve cerrahi sırasında çıkartılan ses telindeki oluşumun patolojiye gönderilmesi şarttır. Patolojik olarak incelenen bu dokuların tümör olmadığının teyit edilmesi kritik öneme sahiptir.
Ses tellerindeki polip, nodül veya kistlere benzer şekilde, ses telinin veya diğer gırtlak oluşumlarının üzerinde beyaz plaklar tarzında ve tıp dilinde “lökoplaki” denilen oluşumlar da bulunabilir. Lökoplakiler aslında uzun dönemde ses tellerini sorunlu hale getiren davranışların devamı ve maddelerin kullanılmasının sürdürülmesiyle zaman içerisinde kansere dönüşebilecek olan oluşumlardır. Bu nedenle, cerrahi olarak çıkarılmaları şarttır. Cerrahi olarak çıkartılan lökoplakilerin yakından takip edilmesi ve hastanın aralıklarla doktoruna tekrar muayene olması gerekir.
Lökoplakilerden farklı olarak, eritroplaki (kırmızı plaklar) ve keratozis de (kalınlaşmış, yüzeyi düzensiz ve renk değiştirmiş alanlar) kanser habercisi sayılırlar. Bu tarz oluşumların da muhakkak cerrahi olarak çıkartılması, çıkartılan alanlarda cerrahi sınırların kontrol edilmesi ve çıkartılan materyallerin patolojiye gönderilmesi gerekir. Çıkacak patoloji sonucuna göre hastanın ek tedaviler alması gerekebilir; bunlar arasında radyoterapi veya daha geniş cerrahi yöntemler sayılmaktadır.
Ses kısıklıklarından bahsederken muhakkak nörolojik hastalıklarla (Parkinson hastalığı ve inme gibi) gelişebilecek ses kısıklıklarına da dikkat etmek gerekir. Beyin ve beyin sapıyla ilgili oluşabilecek hastalıklar ses kısıklığına yol açabilirler. Bu hastalıkların tedavisinde altta yatan sinirsel sorunları halletmek sesin düzelmesine yardımcı olabilir. Ancak, hastaların pek çoğunda ses terapisi ve konuşma patoloğunun yardımı gerekebilir.
Ses terapisti ve konuşma patoloğunun yardımcı olabileceği bir diğer ses bozulma durumu da, yaşa bağlı ses değişiklikleridir. Ses tellerimizde gerginliği sağlayan bağ dokusunun yaşla birlikte daha esnek bir dokuyla yer değiştirmesi nedeniyle yaşlılarda ses daha farklı çıkmaktadır. Aslında bu tamamen fizyolojik bir olaydır, ancak yaşlıların boğuk ve zaman zaman da titrek bir sesinin olmasına yol açar.
Ses kısıklığını konuşurken tiroid hastalıklarına ayrıca bir parantez açmakta fayda vardır. Tiroid bezinin ürettiği tiroit hormonunun az veya çok çalışması seste birtakım değişikliklere yol açabilir. Tiroid hormonu yetersizse ve tiroid bezi az çalışıyorsa, ses biraz daha kalın ve boğuk, tiroid hormonu fazla yani tiroid bezi fazla çalışıyorsa, ses daha ince ve sinirli karakterde çıkabilir. Bu durumun tedavisi tamamen tiroid bezi hastalığının tedavisiyle mümkündür. Tiroid hormonlarına yönelik uygun tedaviden sonra ses kendiliğinden normal karakterine dönüşecektir.
Tiroid beziyle ilgili olan bir diğer ses kısıklığı sorunu da tiroid cerrahisi sonrasında karşılaşılan ve ses tellerini çalıştıran adalelere giden sinirin kesilmesi veya ameliyat sırasında baskı altında kalmasıyla oluşan ses kısıklığıdır. Tiroid cerrahisi sonrasında ses kısıklığıyla karşılaşılırsa, muhakkak kulak burun boğaz uzmanının hastayı muayene etmesi ve eğer ses tellerinde geçici veya kalıcı felç durumu varsa, erken dönemde konuşma ve ses patoloğu yardımıyla hastanın egzersizlere başlaması gerekir.
Ses kısıklığı tedavisi nasıl olur?
Özetleyecek olursak; ses kısıklığı üst solunum yolu enfeksiyonları veya sesin kötü kullanılması gibi basit sebepler nedeniyle olabileceği gibi, kanser olmayan ama ses telinde kitle etkisine yol açabilecek oluşumlar, ses telleri kanseri, nörolojik bazı sorunlar, metabolik yani tiroid beziyle ilgili düzensizlikler ve tiroid cerrahisi sonrasında da olabilir. Tüm bu hastalıkların tedavileri ayrı ayrıdır ve her birine dikkatlice yaklaşıp hasta uyumuyla birlikte uygun tedavinin verilmesi gereklidir.