Doğum sonrası lohusalık sürecini sağlıklı ve konforlu şekilde atlatmak isteyen annelerin en sık araştırdığı konular arasında doğum şekline bağlı iyileşme süreci yer alıyor. Bu dönemi rahatlıkla atlatıp bebeği ile ilgilenmek ve gelişimine destek olmak isteyen anneler sezaryen doğum sonrası yaranın bakımı konusunda da oldukça titiz davranıyor. Memorial Diyarbakır Hastanesi Kadın Sağlığı ve Doğum Bölümü Op. Dr. Gamze Akın Evsen sezaryen yarasına dair merak edilenleri detaylıca anlattı.
Sezaryen yarası bakımı nasıl olmalıdır?
Sezaryen doğum, bebeğin ve bebeğe ait olan eklerin (suyu, plasentası, kordonları) alt karın bölgesine yapılan yaklaşık 10 cm’ lik bir kesi kullanılarak çıkarılmasıdır. Bu esnada açılan kesiye sezaryen kesisi denilmektedir. Kesi ile açılan yer sadece dıştan görünen deriye ait yapılar olmamakla beraber 7 doku katmanı mevcuttur. Bu katmanlar tek tek kapatılarak işlem tamamlanmakta ancak dış ortamla temas eden kısmın cilt olmasından ötürü bakımı yapılması gereken kısımdır. Genelde günümüzde cilt subkutan olarak kapatılır yani iç kısımdan dikişle birleştirilerek dıştan görünmemesi sağlanır. Bu dikişler genellikle ameliyat sonrası alınmaz. Belli bir süre sonra doku içerisinde eriyip kaybolabilen malzemelerden üretilmiş dikişler kullanılır. Bazen hekim tercihine göre sonradan çıkarılabilen erimeyen dikişler de kullanabilir. Günümüzde doku içerisinde uygulanan yapıştırma materyalleri ile de kapatma yapılmaktadır. Ameliyat sonrası dikiş işlemi bittikten sonra bu alan antiseptik solüsyonlar ile temizlenip steril bir gazlı bez ile kapatılır. Genellikle 24-48 saat sonra açılıp yara açık bırakılır. Özel durumlarda üzeri tekrar kapatılabilir.
- Açıldıktan sonra tekrar üzeri antiseptik solüsyonla temizlenip kuruduktan sonra derinin nefes almasını engellemeyen kısmen su geçirmeyen koruyucu spreyler ile desteklenebilir. Sonrasında yara açık bırakılacaksa ki çoğunlukla bunu tercih ederiz, koruyucu sprey sıkıldıysa kabuklanıp soyulma gerçekleşmeden tekrar sprey ya da antiseptik solüsyon uygulanmasına gerek yoktur. Yaranın temiz ve kuru tutulması önemli.
- Özellikle emzirme döneminde östrojen hormonunun az olmasına bağlı aşırı terleme olabileceğinden yaranın ıslak kalmaması için mutlaka pamuklu iç çamaşırı ve kıyafetler tercih edilmelidir.
- Göbek seviyesine kadar kapatan sentetik hasta bezleri mümkün olduğunca kullanılmamalıdır.
- Su geçirmeyen spreyler veya bantlar kullanılarak operasyon sonrası hastanın ilk bakımı bittikten sonra 3. günde hasta ayakta duş alabilir.
Dikiş yerlerinin takibi nasıl olmalıdır?
Sezaryen dikiş yeri düz bir çizgi şeklinde görülmelidir. Yara yerinin kapatılması bazı durumların fark edilmesini zorlaştırabilmektedir. Yara yerinde kızarıklık, sıcaklık, ağrılı şişlik ve akıntı olmaması gerekir. Yara yerinin ilk 6 hafta temiz ve kuru olduğundan emin olunmalıdır. Ancak genelde dikiş yerlerinde enfeksiyonlar 3-8 gün arası görülmektedir. Özellikle karın çevresi geniş ya da obez hastalar için dikiş yeri takibi oldukça önemlidir. Göbeğin dikiş yerine doğru sarkmasından dolayı yara yeri ıslak kalıp enfeksiyon oluşabilmektedir. Yine ek sistemik hastalığı olan hastalarda da ( şeker hastalığı, bağışıklık sistemi bozuklukları vb.) enfeksiyon oluşma riski fazla olduğundan yara yeri sık aralıklarla takip edilip erken dönemde önlem alınmalıdır.
Dikiş yerlerinde özellikle kenarlarda ağrı ve diğer kısımlarda hissizlik olması da normal bir durum olarak kabul edilir. Kesi yapılırken gözle görünmeyen sinirler kesildiğinden bu bölgede uzun süre hissizlik ya da uyuşukluk tarif edilebilir. Yara iyileştikten sonra masaj yapılarak dolaşım arttırılıp sinir yenilenmesi hızlandırılabilir.
Dikiş yerinde sertlik ne anlama gelir? Normal midir?
Dikiş yerinde sertliği endurasyon olarak adlandırılır. Çoğu zaman dikiş atılan yerdeki doku ödeminden kaynaklanmaktadır. Genelde çok geniş olmayıp ağrı yapmaz. Beraberinde akıntı ve kızarıklık varsa ya da büyük çaplara ulaşıyorsa, enfeksiyon, cilt altı ya da diğer dokulardan kaynaklanan apse gibi ciddi durumlar olabileceğinden mutlaka doktor tarafından değerlendirilmelidir.
Sezaryen dikişi neden kaşınır?
Sezaryen kesisi yapılınca vücutta pek çok sistem aktive olur. Dış ortamdan iç ortama mikroorganizmalar için bir giriş yolu açılır ve vücut bunu önlemek ister. Bu, vücudun temiz yara iyileşmesi için gösterdiği bir çabadır. Bu esnada pek çok madde salgılanır. Bunlardan biri de histamin adı verilen aynı zamanda alerjik reaksiyonlarda da rol alan maddedir. Histamin doku iyileşmesine katkıda bulunurken yapısı gereği kaşıntıya da sebep olabilir. Yeni dokunun henüz sağlamlığının gerçekleşmediği bu ilk dönemlerde mümkün olduğunca yara kaşınmamalıdır.
Dikiş izi ne kadar sürede iyileşir?
Sezaryen dikişlerinin iyileşmesi 24-48 saat içinde epitelizasyonun tamamlanması yani dış dokunun birleşip dış ortamla ilişkinin büyük ölçüde kesilmesi ile başlar. Dış derinin birleşmesi tamamlandığından bu süre sonrasında duş alınmasına izin verilir. Ortalama 1 haftada dış dikişler eriyip veya alınıp iyileşme büyük ölçüde sağlansa da cildin elastikiyetini ve yapısını büyük ölçüde kazanması olarak adlandırılan tamamen iyileşme ortalama 6 haftayı bulmaktadır. Dikiş izinin normal cilt rengine yaklaşması ya da fark edilmeyecek hale gelmesi ise bazen 1 veya 2 yıl da sürebilmektedir.
Dikiş izinin olabildiğince az kalması için ne yapılabilir?
Öncelikle her dikişte iyi ya da kötü mutlaka bir iz kalmaktadır. Sezaryen yara bakımı çok önemlidir. Yara bakımı ne kadar dikkatli yapılırsa doku o kadar sağlıklı iyileşmekte ve iz daha az oluşmaktadır. Yara bakımı için fiziksel önlemler dışında beslenme, uyku gibi diğer etkenlere de dikkat edilmelidir. Dikiş yöntemi olarak ‘’estetik dikiş’’ olarak adlandırılan subkutiküler dikiş kullanılırsa daha az iz oluşumu olacaktır. Eğer emilmeyen alınması gereken dikiş kullanıldıysa 5-7 günden uzun tutmak iz oluşumunu artıracaktır. Yara iyileşmesinin büyük ölçüde sağlandığı 7. Günden sonra iz oluşumunu azaltan kremler kullanılabilir. Bu kremler günde 2-4 kez mutlaka masaj yapılarak uygulanmalıdır. Buna rağmen bazı ciltlerde kullanılan materyale reaksiyon ya da doğal iyileşme süreci olarak belirgin yara izi gözlenebilmekte bu gibi durumlarda eğer tekrar gebelik düşünüyorsa anne adayı bir sonraki sezaryen ameliyatında bu kısım çıkarılabilmektedir. Ancak bazı cilt tiplerinde maalesef tüm yaralar belirgin iz ile iyileştiğinden bu durumlarda tekrar iz oluşması kaçınılmazdır. Ayrıca günümüzde bu izleri azaltmak amacı ile lazer uygulamaları, steroid enjeksiyonları gibi farklı yöntemler de uygulanmaktadır.
BU İÇERİKLER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR