COVID-19 hastalığının yaşlı kişiler ve ilave hastalığı olanlarda daha ağır seyrettiği artık bilinen bir gerçek. Özellikle bağışıklık sistemi baskılanmış olan hematolojik kanserli hastalar; uygulanan kemoterapinin tipi, hastalığın komplikasyonları ve eşlik eden hastalıkları nedeniyle COVID-19 hastalığına daha fazla yakalanma riski taşıyor.
Yakın zamanda kemoterapi almış ve COVID-19 PCR testi pozitif çıkan kanser hastalarında ölüm oranının 30 gün içinde %30’lara vardığını belirten Türkiye İş Bankası grup şirketleri arasında yer alan Bayındır Söğütözü Hastanesi Hematoloji ve Kemik İliği Transplantasyon Merkezi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Uğur Ural, bu nedenle hematolojik kanseri bulunanların tedbirlere çok daha fazla dikkat etmeleri gerektiğinin altını çiziyor.
Aralık 2019’dan itibaren hayatımıza dahil olan COVID-19’un özellikle yaşlı kişilerde ve ilave hastalığı olanlarda daha ağır seyrettiği biliniyor. Tüm kanserlerin yaklaşık %10’unu oluşturan ve savunma sistemi baskılanmış olan hematolojik kanserli hastalar, uygulanan kemoterapinin tipi, hastalığın komplikasyonları ve birlikte bulunan hastalıkları nedeniyle COVİD-19 hastalığına daha fazla yakalanma riski taşıyor. COVID-19’a yakalanmış kanser hastalarında yoğun bakım ve ventilasyon ihtiyacı, sepsis, sitokin düzenlenme bozukluğu, çoklu organ yetmezliği ve ölüm daha sık gözleniyor.
Yakın zamanda kemoterapi almış ve COVID-19 PCR testi pozitif çıkan kanser hastalarında ölüm oranının 30 gün içinde %30’lara vardığını belirten Türkiye İş Bankası grup şirketleri arasında yer alan Bayındır Söğütözü Hastanesi Hematoloji ve Kemik İliği Transplantasyon Merkezi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Uğur Ural, “Hematolojik kanserli vakalar COVID-19’u geçirdikleri halde, lenfosit alt gruplarındaki anormallikler nedeniyle semptomlardan 15 gün veya daha sonra bile antikor pozitifliği gözlenmiyor” diye konuştu.
KANSER TEDAVİLERİ, COVID-19 TEDAVİSİNİ GÜÇLEŞTİRİYOR
Hematolojik kanserli vakalara kemoterapi, radyoterapi, hedeflenmiş tedavi veya immün tedaviler uygulanmasının, COVID-19 hastalığının etkilerini kötüleştirirken tedavisini de güçleştirdiğini belirten Bayındır Söğütözü Hastanesi Hematoloji ve Kemik İliği Transplantasyon Merkezi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Uğur Ural, “İmmün sistemi baskılanmış olan lösemi ve lenfoma hastaları hipogammaglobulinemi, lenfopeni, nötropeni, steroid uygulanması, ileri yaş, birlikte bulunan hastalıklar, sık transfüzyon, hastane ortamında sık bulunmaları nedeniyle daha sık COVID-19’a yakalanıyorlar” dedi.
Hematolojik kanserlerden bazıları hastalığın seyri itibariyle acil tedavi gerektirmezken bazıları hem acil hem de yüksek doz kemoterapi, yüksek doz radyoterapi ve hatta kök hücre nakli gerektirdiğini söyleyen Prof. Dr. Ali Uğur Ural, “COVID-19 varlığında hematolojik kanserli vakaların yönetiminde de bu nedenle problemler ortaya çıkıyor. Bunun yanında hematolojik kanserli tüm hastalar- özellikle akut lösemili ve kök hücre nakli adayı/nakil olanlar- maske kullanıp, kişisel hijyenine dikkat edip ve sosyal mesafeye hastalıkları nedeniyle uydukları için, COVID-19 krizine bakmaksızın koruyucu tedbirleri uyguluyorlar ve böylece COVID-19’a yakalanma risklerini kendileri düşürüyorlar. Ancak COVID-19 ve komplikasyonlarının tedavisi ile birlikte hematolojik kanserli hastalarda özellikle küratif nitelikte tedaviler dengeli olarak uygulanmalıdır” dedi.
AŞI BULUNANA KADAR DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Prof. Dr. Ali Uğur Ural, COVID-19’a karşı etkili aşı bulunana kadar, hematolojik kanser hastaları açısından en uygun yaklaşımları şu şekilde sıraladı:
– Ateş yüksekliği, solunum sıkıntısı, öksürük gibi COVİD-19 belirtilerinin gözlenmesi,
– Belirti vermeyen taşıyıcıların belirlenmesi,
– Hasta bazında değerlendirilerek etkili ama morbiditeyi artırmayan kemoterapi uygulanması,
– Kemoterapi kür aralarının mümkünse açılması,
– Nötropeni riskinin azaltılması için kemoterapilerle birlikte büyüme faktörü desteği sağlanması,
– Sadece acil ve hayatı tehdit eden durum varlığında kök hücre naklinin uygulanması,
– Kök hücre nakli yapılamayan vakaların kemoterapi ile takip edilmesi,
– Kök hücre vericilerinden kök hücrelerin erken olarak toplanarak saklanması,
– Elektif işlemlerin mümkünse ertelenmesi,
– Daha az immün baskılayıcı ilaç kullanılması,
– Kan ve trombosit transfüzyon eşiklerinin düşürülmesi,
– Yatırılarak tedaviye başlanacak hastalardan mutlaka COVID-19 PCR gönderilmelidir.
KANSERDE TEDAVİ YÖNTEMİ: KEMİK İLİĞİ
Prof. Dr. Ali Uğur Ural, hematolojik kanserlerde ve aplastik anemi, talasemi majör gibi hastalıklarda kullanılan kemik iliği nakline ilişkin de açıklamalarda bulundu. Ciddi bir kan hastalığı, immün sistem hastalığı, kanser veya genetik hastalığın tedavi seçeneklerinden birisi de kemik iliği naklidir diyen Prof. Dr. Ural, kemik iliği naklinin hangi durumlarda yapıldığını şu şekilde sıraladı:
Kanserli bir vakada verilmesi gerekli yüksek dozda kemoradyoterapiden sağlam kemik iliğini korumak için (otolog),
Hastalıklı hücreleri/kemik iliğini sağlam kişiden alınan hücrelerle değiştirmek için (allojenik),
Çalışmayan kemik iliğini düzeltmek için,
İmmün baskılanmayı düzeltmek için,
Doğuştan metabolizma veya enzimatik sistemle ilgili anormallikleri düzeltmek için,
Hastanın kendisine ait kök hücre/T Hücre’lerin tekrar düzenlenmesi için (otoimmün hastalıkların tedavisinde).
KEMİK İLİĞİ NAKLİ ÖNCESİ DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Kemik iliği nakli öncesinde dikkat edilmesi gerekenlerin COVID-19’dan korunma önlemlerine benzediğini belirten Prof. Dr. Ali Uğur Ural, “Kemik iliği nakli öncesinde hastalığın kontrol altında olması ya da enfeksiyonun olması naklin başarısını etkileyecektir. Nakil öncesinde enfeksiyon kontrol önlemlerine dikkat edilmelidir. Hasta kişilerden uzak durulmalı, el sıkışılmamalı, elleri sık sık yıkanmalı ve ziyaretleri azaltılmalıdır.” diye konuştu.