‘One Direction’ kümesinin solisti Harry Styles, 2017 yılında birinci solo albümünü çıkarak, bölümdeki imajını değiştirmeyi hedeflemişti. Gençlerin sevgilisi olmak yerine 70’lı yılların rock yıldızlarına misal bir imaj çizmeye çalışan Styles, son yıllarda maksadına ulaşmayı başardı. ‘Fine Line’ ismindeki yeni albümünü çıkaran Styles, idolleri David Bowie, Queen ve Pink Floyd’dan esinlenirken kendi tarzını bulduğunu kanıtladı.
Ayrılıklar üzerine müziklerin yanı sıra hayatındaki özel anlardan ilham alan Styles’ın müzikleri hayranları tarafından beğeni topladı. Albümün bağlantılar ve mutsuz olmak üzerine olduğunu söyleyen Styles, yeni albümü ile doruklara yerleşmeyi başaracak üzere görünüyor. Yeni müzik tarzını, hayattan daha çok keyif almasına bağlayan Styles, uzun bir kendini kabullenme sürecinden çıktığını söylüyor. İki sene içinde bir çok şahsî değişim yaşayan Styles, kendini anlamaya çalıştıktan sonra artık kişiliğini yansıtma konusunda daha rahat olduğunu söylüyor.
One Direction’dan ayrıldıktan sonra kendini daha özgür hisseden Styles, kimi müziklerin mutsuz vakitlerini anlatmalarına karşın, bunlara dönüp baktığında bile memnun hissettiğini anlatıyor. 12 şarkılık albümünün ayrıntılarını Rolling Stones’a anlatan Styles, her müziğin farklı bir öyküsü olduğunu ekliyor. Prince, Pink Floyd, Joni Mitchell üzere müzisyenlerden ilham alan albüm, Styles’ın sıkça dinlediği Harry Nilsson, Paul Simon ve Van Morrison esintilerini de farketmeniz mümkün.
