Cinsel açıdan sağlıklı mısınız?

Kadınların hayatları boyunca cinsel yaşamlarını en
çok etkileyen sorunların başında adet düzensizlikleri, enfeksiyonlara
bağlı vajinal akıntılar, kasık ve bel ağrıları geliyor. Ancak, ne yazık
ki çoğu kadın bu tip sağlık problemleriyle karşılaştığında yalnızca
şikayet etmekle yetiniyor ve önlem alma konusunda ihmalkar davranıyor.
Oysa, bu tip sorunların büyük bölümünün tedavisinin mümkün olduğunu
belirten uzmanlar, sağlıklı bir cinsel yaşam için bu belirtilere bağlı
hastalıkların asla ihmal edilmemesi gerektiğini vurguluyorlar.


Adet düzensizlikleri


Adetle ilgili sorunlar sık adet görme, seyrek adet görme, hiç adet
görmeme, adet ortası kanamalar, adet sırasında aşırı kanama ya da az
kanama, adet süresinin uzun ya da kısa olması şeklinde kendini
gösteriyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Hakan
Seyisoğlu, kanama düzensizliklerinin ortaya çıkması halinde mutlaka
doktora başvurulması gerektiğini belirtiyor ve ekliyor: “Normal
şartlarda ilk kanamayı takiben yaklaşık iki yıl içinde adet kanamaları
düzene girer. Menopoza yaklaşıncaya kadar da bu düzen devam eder. Buluğ
çağında ya da menopoza yakın dönemlerde adet düzensizlikleri çok sık
görülür. Bu dönemlerdeki düzensizliklerde belirgin bir anormallik
görmezsek tedavi gereği de duymayız. Bizim için en önemli kanamalar
beklenmedik zamanda ortaya çıkan, düzensiz ve uzun süreli kanamalardır
ki, mutlaka araştırma ve tedaviyi gerektirir.” Kanama düzensizliklerine
rahimde bulunan myom adı verilen urlar, rahim veya rahim ağzı
iltihapları, doğum kontrol hapları ve rahim içi spiral kullanımı gibi
sebeplerin yanı sıra hormonal etkiler de yol açabiliyor. Özellikle;

? Yoğun stres altında olanlarda,

? Bilinçsiz diyetlerle çok kilo kaybedenlerde,

? Ağır fiziksel egzersiz yapan kadınlarda,

? Yeme bozukluğu olanlarda,

? Tiroid bezi fazla veya az çalışanlarda,

? Dengesiz beslenenlerde kanama düzensizliklerine rastlanıyor.


Enfeksiyonlara bağlı akıntılar


Renksiz, kokusuz ve saydam normal akıntılar dışında kaşıntı ve yanmayla
birlikte gelen akıntılar bir sorun habercisidir. Bakteri, mantar ya da
parazitlerin neden olduğu vajinal enfeksiyon (vaginit) veya rahim ağzı
enfeksiyonları (servisit) bu akıntıların başlıca sebepleri arasında yer
alır. Genellikle cinsel yolla bulaşan mikroorganizmalar, antibiyotik
kullanımı, gebelik, şeker hastalığı, şişmanlık gibi nedenler enfeksiyon
oluşturur ve akıntılara zemin hazırlar. Akıntıyla birlikte cinsel
ilişkide yanma ve ağrı da hissedilebilir. Özellikle cinsel yaşamı
olumsuz etkileyen bu tür akıntılar için mutlaka bir uzmana
danışılmalıdır.


Enfeksiyonları önlemek için:


? İç çamaşırınızı her gün değiştirin ve pamuklu olanları tercih edin. ?
Yüzme sonrası ıslak mayo ile uzun süre kalmayın. ? Aşırı kilo ve şeker
hastalığı mantar enfeksiyonuna zemin hazırlayacağından, bu konuda önlem
alın. ? Genel tuvalet temizliğinize dikkat edin. ? Genital sprey, parfüm
katkılı ped ve tampon kullanmayın. ? Dar pantolon veya dar iç çamaşırı
giymekten kaçının. ? Banyodan sonra dış genital bölgenizi havlu ile
kurulayın. ? Cinsel ilişki esnasında prezervatif kullanmaya özen
gösterin ve sık partner değiştirmeyin, sık partner değiştiren kişilerle
birlikte olmayın.









CİNSEL SAĞLIĞINIZI ÖNEMSEYİN!

? Hiçbir şikayetiniz olmasa bile yılda en az bir kez jinekoloğa
gidin. ? Sizi rahatsız eden bir belirti hissettiğinizde doktorunuza
danışmaktan çekinmeyin. ? Akıntı, ağrı, kaşıntı gibi cinsel yolla
bulaşan hastalıkların belirtilerinden kuşkulandığınızda zaman
kaybetmeden bir uzmana görünün. ? Doktora gitmek konusunda yeterince
cesaretiniz yoksa, mutlu ve sağlıklı bir cinsel yaşamın cinsel
sağlığınıza bağlı olduğunu kendinize sık sık tekrarlayın.


Kasık ve bel ağrıları


Kadınların belki de en çok şikayet ettikleri sorun olan jinekolojik
ağrılar günlük yaşamı cehenneme çevirebilir. Özellikle kasık ve bel
çevresindeki ağrıların farklı sebepleri olabiliyor. Üreme organlarının
yanı sıra idrar yolları ve bağırsaklardaki problemler de ağrılara yol
açabiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Hakan Seyisoğlu
ağrıları şöyle anlatıyor: “Ağrılar, ani başlayan (akut) ve uzun süredir
devam eden (kronik) ağrılar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Ani
başlayan ağrılar şiddetli olmalarıyla kendini gösterir. Karın içinde
ortaya çıkan bir kanama, yumurtalıklara ait bir kist ya da tümörün
açılması, tüplerde oluşan bir dış gebeliğin kanamaya başlaması bu tip
ağrıların en sık görülen ve en önemli nedenleri arasında kabul edilir.
Kronik ağrılar ise rahim pozisyon bozukluğu, endometriozis denilen rahim
içindeki zarın karın boşluğunda odaklar şeklinde bulunmasıyla ortaya
çıkan hastalık ve bağırsak problemleri gibi sebeplerle oluşur. Ağrıların
sebebi olan hastalığın saptanmasında ağrının tipi çok önemlidir. Ani
başlayan ağrıların acilen değerlendirilmesi ve tedavi edilmesi gerekir.
Zaman kaybetmeden doktora gidilmelidir.”


Yumurtalık kistleri


Pek çok kadın hayatının bir döneminde yumurtalıklarında kist problemi
ile karşılaşabiliyor. Yumurtalıklardaki kistler genellikle herhangi bir
belirti göstermiyor, çoğu zaman rutin jinekolojik kontroller sırasında
fark ediliyor. Kistlerin en sık görülen belirtileri adet
düzensizlikleri, karında şişlik, karın veya kasık ağrısı, sindirim
sitemi bozuklukları, idrar yolu şikayetleridir. İyi huylu kist belirgin
bir rahatsızlık vermediği gibi, tedavi de gerektirmez. Kötü huylu
kistler muayenede büyüklük ve dokulara verdiği zararla değerlendirilir.
Menopoz sonrası ortaya çıkan kistlerin kötü huylu olma olasılığı
yüksektir.


Rahim ağzı yaraları (servisitler)


Kadınların büyük çoğunluğu hayatının bir döneminde bu hastalığa
yakalanıyor. Yaşı ne olursa olsun, cinsel yönden aktif her kadın
servisit için uygun bir aday. Kasık ağrısı ve vajinal akıntısı olan
kadınların çoğunda başka bir hastalıkla bir arada ya da tek başına
bulunabiliyor. İlk belirtisi, adet kanamasının bitişini takip eden
dönemde ortaya çıkan vajinal akıntıdır. Diğer belirtiler anormal vajinal
kanama, kaşınma, vajinada yanma, ilişki sırasında ağrı, ilişki
sonrasında kanama, idrar yaparken yanma ve bel ağrısıdır. Belirtileri
diğer pek çok hastalığa benzediği için, genelde başka bir nedenden
dolayı yapılan jinekolojik muayene ile fark edilir. Smear testi ile
erken teşhisi mümkündür.


Jinekologdan korkmayın!


Günümüzde kadınların cinselliklerini keşfetmelerinde eskiye göre
gelişmeler gözlense de cinselliği hâlâ tabu olarak görenler var.
Kadınlar bu konuda soru sormaktan, gördüğü birtakım belirtilere rağmen
jinekoloğa gitmekten çekiniyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr.
Cem Murat Baykal konuyla ilgili şunları söylüyor: “Tüm dünyada kabul
gören ve gelişmiş ülkelerde uygulanan kural gereği, genç kızlığa ilk
adım olarak nitelenen adet görme başlangıcında kişinin ilk jinekolojik
değerlendirmesinin yapılması ve gerekli eğitimin verilmesi ideal
olanıdır. Ancak bu yapılamadıysa, en geç cinsel aktiflik kazanıldığında
(ilk cinsel ilişki) yapılacak bir jinekolojik değerlendirme, gerek
sağlık sorunlarının erken saptanması gerekse hastanın sonraki yaşamında
ihtiyacı olacak koruyucu bilgi ve önerilerin verilebilmesi açısından
şarttır.” Özellikle kanserlerde, erken teşhisle hastalıktan tamamen
kurtulmanın mümkün olduğunu belirten Baykal şöyle devam ediyor: “Bu
fırsat kaçtığında, hastalarımız ölümle sonuçlanabilecek risklere maruz
kalmaktadır. Gereksiz gibi görünse de jinekolojik kontrolün yumurtalık
ve rahim ağzı kanserlerinin erken tanısından, belirtileri henüz ortaya
çıkmamış hastalıkların bulunmasına kadar sayısız yararları vardır.
Ayrıca smear testi de şikayeti olmasa bile cinsel hayatı başlamış her
kadının yılda bir kez yaptırması gereken bir testtir. Normal çıkan
testler sonrası bu sıklık doktorunuz tarafından azaltılacak ve iki yılda
bir uygulanacaktır.”

Başa dön tuşu