Sinüzit nedir, belirtileri neler? Sinüzit nasıl geçer? Sinüzit hakkında 9 soru cevap

Yaygın rastlanan hastalıkların başında gelen sinüzit her mevsim görülse de en çok kışın ortaya çıkıyor. Tedavi edilmediği takdirde kişilerin günlük yaşam kalitesini düşürebiliyor. Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Ecem Sevim Akı sinüzitin belirtileri, nedenleri, tanısı, tedavisi ve önlenmesine dair merak edilenleri detaylıca anlattı. 

Sinüzit nedir?

Sinüsler kafatası ve yüzde bulunan içi hava dolu boşluklar olup, ostium adı verilen deliklerle burun içine açılan yapılardır. Bu sinüslerin inflamasyonu, yani iltihaplanması ‘sinüzit’ olarak adlandırılmaktadır. Sinüzit toplumun yüzde 5-15 inde görülmekte ve sıklığı giderek artmaktadır.

Sinüzit neden olur?

Hava yolu ile alınan irritanlar sinüzite yol açabilir. Bu irritanlardan en bilinenleri sigara, toz ve hava kirliliğidir. Diğer önemli bir sebep ise virüs ve bakteri gibi mikroorganizmalardır. Bunların yarattığı inflamasyon ‘enfeksiyon’ olarak ifade edilmektedir. Ayrıca alerji, burun içi eğrilikler (septum deviasyonu), polipler, büyümüş geniz etleri (özellikle çocuklarda), uçak yolculuğu gibi faktörlerde sinüslerin burun içine açıldığı ositumlarda ödeme ve kapanmaya yol açmakta, böylelikle sinüzite zemin hazırlamaktadır.

Sinüzit belirtileri nelerdir?

Sinüzit tablosunda en sık karşımıza çıkan semptom, şeffaflığını kaybetmiş olan kıvamlı sarı-yeşil renkte burun ve geniz akıntısıdır. Bu duruma sıklıkla öksürük, baş ağrısı, yüz bölgesinde basınç ve dolgunluk hissi eşlik etmedir. Ayrıca ateş, kulak ağrısı, boğaz ağrısı, ağız kokusu, üst dişlerde ağrı ve göz çevresinde ağrı ile şişlik de sinüzitte semptom olarak karşımıza çıkabilmektedir.

Sinüzit sınıflama

Akut sinüzit

Akut sinüzit tipik olarak 10-14 gün süren ve bazen bir aya kadar uzayan sinüs iltihabıdır. Genellikle kendini sınırlayıcı tipte ve viral nedenlidir. Ama ateş, şiddetli semptom varlığı ve 10-14 günden uzun sürmesi, komplike bir hal aldığını düşündürmektedir.

Subakut sinüzit

Semptomların 6 haftadan uzun ancak 3 aydan kısa sürmesidir. Bu tablo, akut ve kronik sinüzit arasında bir geçiş olarak kabul edilmektedir.

Kronik sinüzit

12 haftadan uzun süreden sinüzit tablosudur.

Rekürren akut sinüzit

Yılda 4’den fazla olan akut sinüzit atağı şeklinde ifade edilir. Bu ataklar medikal tedavi ile iyileşir ve ataklar arasında semptom yoktur.

Sinüzit riskini arttıran faktörler nelerdir?

Normal fizyolojide sinüslerin burun içine boşaldıkları ositum adı verilen deliklerin açık olması, burun içi temizleme mekanizması olarak adlandırılan mukosiliyer aktivitenin düzgün çalışması gerekmektedir. Bu faktörleri etkileyen durumlarda sinüzit riski artmaktadır.

  • Adenoid hipertrofisi (geniz eti): Büyümüş adenoid dokusu bakteriler için bir rezervuar görevi görmekte ve sıklığı arttırmaktadır
  • Burun içi deviasyonlar ve polipler: Ostiumları daraltmakta ve sinüslerin burun içine drenajını bozarak enfeksiyonlara yol açmaktadır
  • Alerji: Burun içinde izlenen ödem ostiumları daraltmakta ve etkilenen mukozada inflamasyona yol açarak ataklara sebep olmaktadır
  • Barotravma (dalış ve uçak yolculuğu): Sinüsleri kaplayan mukoza basınç değişikliklerine duyarlıdır. Negatif basınca maruziyet doku hasarını tetiklemekte ve sinüzit riskini arttırmaktadır.
  • Çevresel faktörler (hava kirliliği, sigara, toz vb): Burnun solunan havayı temizleme ve nemlendirme görevi bulunmakta ve zararlı partiküller burun içindeki mukozaya hapsolmaktadır. Bu irritanların artması burun içi mukozasında inflamasyona neden olmakta ve sinüzit gelişimini kolaylaştırmaktadır.

 

Sinüzit tanısı nasıl konur?

Sinüzit tanısı çoğunlukla hastadan alınan öykü ve fizik muayene ile konulmaktadır. Hastanın sinüzit semptomlarını tariflemesi ile nazal muayenede burun boşluğunda ve sinüslerin drenaj alanlarında görülen iltihabi akıntı, sinüzit tanısını koydurmaktadır. Görüntüleme yöntemleri (BT ve MR) her zaman gerekmemekle birlikte, bazı durumlarda (özellikle kronik sinüzit ve sinüzit komplikasyonlarında) istenmekte, sinüsler ve çevresindeki yapılar değerlendirilmektedir.

Sinüzitin tedavisi nedir?

Akut sinüzitlerin çoğunluğunda viral etkenler görülmektedir. Fakat hastalığın ilk 3-4 gününde viral mi yoksa bakteriyel mi olduğu ayırt edilememektir. Semptomlarda bir gerileme görülmemesi ya da şiddetlenmesi, viral başlayan tabloya bakteriyel bir etkenin eklendiğini düşündürmekte ve antibiyoterapi ihtiyacı doğurmaktadır. Sinüzitlerin tedavisinde antibiyoterapi dışında nazal sekresyonların ve ödemin azalması amacı ile nazal ve sistemik dekonjestanlar, mukolitikler, antihistaminikler ve antiiflamatuvar ilaçlar kullanılmaktadır. Gereğinde lokal ya da sistemik kortizonlarda medikal tedaviye eklenmektedir. Medikal tedaviye rağmen 7-10 gün içinde kötüleşme izlenmesi halinde antibiyoterapi gözden geçirilmesi ve daha geniş spektrumlu bir tedavi planlanmalıdır. Kronik sinüzitte ise cerrahi ön plana çıkmakta sinüslerin drenajı sağlanmalıdır. Bu esnada sinüzite neden olabilecek septum deviasyonu ve adenoid hipertrofisi var ise onlara da müdahale edilmelidir.

Sinüzit gelişmesini önlemek adına neler yapılabilir?

  • Gribal bir tabloda hekime başvurulmalıdır.
  • Burun içi temiz tutulmalı ve sekresyonlar temizlenmelidir. Bu amaçla okyanus suları tercih edilebilir. Fakat yıkama yaparken basınçlı olmamasına dikkat edilmelidir. Basınçlı yapılan yıkamalar ve basınçlı sümkürmeler kulak enfeksiyonu gelişimini kolaylaştırır.  
  • Alerji zemini varsa ve hali hazırda tedavi alınmakta ise ihmal edilmemelidir.
  • Sıcak-soğuk değişimlerinden mümkün olduğunca uzak kalınmalıdır. Burun mukozası ödemlenebileceği için sinüslerin ostiumları daralmakta ve sinüzite zemin hazırlamaktadır. Bu durum özellikle alerjisi olan kişilerde izlenmekle birlikte herkeste görülebilmektedir.
  • Burun eğrilikleri, geniz eti ve burun etlerinde şişme gibi sinüziti kolaylaştıracak faktörler ortadan kaldırılmalıdır.

 

Sinüzit gelişmesini önlemede ve sinüzit durumunda beslenmenin rolü nedir?

Sinüzitte düzgün sağlıklı beslenme vücut direncini arttırmada ve semptomların hafiflemesine yardımcı olmaktadır. Fakat medikal tedavi yerine geçmeyeceği unutulmamalıdır.

  • C vitamini vücutta önemli bir antioksidan olup C vitamini içeren meyve ve sebze tüketimine önem verilmelidir. (portakal, mandalina, ananas, yeşil biber, domates, ıspanak, lahana, kuşburnu)
  • Bol su tüketimi burun içindeki akıntı kıvamını azaltarak drenajı rahatlatacaktır. Ayrıca mukolitik olan rezene, kekik, nane, okaliptüs çaylarıda akıntı kıvamının azalmasında yardımcıdır. Bu çaylar ağız yoluyla alınmalı ve nazal mukozaya uygulanmamalıdır. Kahve, alkol, çikolata ve rafine ürünler ise mukusu arttıracağından bu dönemde önerilmez.
  • Histamin nazal mukozada ödeme yol açmakta ve sinüzit semptomlarını ağırlaştırmaktadır. Histamin içeriği yüksek olan işlenmiş etler (salam, sosis, jambon), konserve edilmiş balıklar, kuru üzüm ve kayısı gibi gıdalar tüketilmemelidir.
  • Tarçının baş ağrısına iyi gelmekte ve sinüzit semptomlarından olan baş ağrısının azaltılmasında yardımcı olmaktadır.
  • Toplumda hastalık dönemlerinde en çok bilinen ve tüketilen gıdalar soğan ve sarımsaktır. Bu ürünler B ve C vitaminleri ile mineraller içermekte ve sinüzitte de önerilir.
  • Baharatlı yiyeceklerin burun tıkanıklığına iyi geldiği bilinir ve fakat dikkatli tüketimleri gerekmektedir. Reflünün ortaya çıkması sinüzit semptomlarını ağırlaştıracaktır.

 

Başa dön tuşu